
Anadolu Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen konferansta, uluslararası hukukun güncel ve kritik konuları arasında yer alan “savaş ve çatışma” başlığı kapsamlı biçimde ele alındı.
Anadolu Üniversitesi Öğrenci Merkezi Nasrettin Hoca Salonu’nda düzenlenen konferans, İstanbul 2 Numaralı Barosu ve Anayasa Hukukçular Derneği tarafından, Türkiye Hukuk Platformu, Uluslararası Hukukçular Birliği (UHUB) ve Anadolu Üniversitesi iş birliğiyle gerçekleştirildi. İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü tarafından desteklenen etkinlik, hukuk dünyasının önemli isimlerini bir araya getirdi.
“Hukuksuzluğa boyun eğmemiz kabul edilemez”
Açılış konuşmasını yapan Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel, uluslararası hukukta yaşanan güncel sorunlara dikkat çekerek şunları söyledi:
“Uluslararası hukuk, özellikle Gazze’de yaşananlar sonrasında fiilen, uluslararası hukuksuzluk noktasına gelmiştir. Burada konuştuğumuz mesele yüzeyde bir Filistin meselesi gibi görünse de esas sorun İsrail devletinin politikalarıdır. Uygulanan bu politika, kendilerinden başkalarını insan yerine koymayan bir anlayışın göstergesidir. On binlerce insanın hayatına mal olan bu yaklaşıma karşı sessiz kalınması, cezasızlık ortamını güçlendirmektedir. Biz bu konferansta, hukukun üstünlüğünden ve insan haklarından yana tarafımızı kararlılıkla ilan ediyoruz. Tarafımız belli olmalı; biz adaletin yanındayız.”
“Hakkın ve hukukun savunuculuğunu sürdüreceğiz”
İstanbul 2 Nolu Baro Başkan Vekili Avukat Niyazi Paksoy ise, barolarının uluslararası alanda aktif rol üstlendiğini belirterek,
“Genç ve dinamik bir yapıya sahip olan baromuz, mesleki ilkeler, insan hakları ve hukukun ayakta kalması yönündeki kararlılığıyla 5’inci yılını geride bırakmıştır. Türkiye Hukuku Platformu ve çeşitli üniversitelerle iş birliği içinde birçok etkinlik düzenledik. Bu yıl da 6 farklı üniversitede benzer programlarla faaliyetlerimizi sürdüreceğiz.” ifadelerini kullandı.
Paksoy, 7 Ekim 2023’te Gazze’de başlayan saldırılara karşı Lahey Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne 3 bin 61 imzayla başvuruda bulunduklarını hatırlatarak, nihai hedeflerinin “kalıcı barışın tesis edilmesi” olduğunu söyledi.