Bir süredir dikkatimi çeken bir husus var: Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürü Sinan Aydın’ın adı ne zaman gündeme gelse, beraberinde birtakım “kampanyalar” da devreye giriyor. Peki bu tesadüf mü?
Bana kalırsa değil. Çünkü Sinan Aydın, sıradan bir bürokrat değil. Göreve geldiğinden beri eğitimde sadece sınav odaklı bir anlayışı değil; kültürel, ahlaki ve milli değerleri içine alan bir vizyonu ön plana çıkardı. Bu vizyon, bazılarını rahatsız ediyor.
Düşünün ki, okulların fiziki şartlarını düzeltmek için onlarca proje yürütmüş, ihtiyaç sahibi öğrencilere ulaştırılan desteği artırmış, öğretmenlerin mesleki gelişimini ciddiye almış bir isim, bugün birilerinin hedef tahtasında. Neden? Çünkü eğitimde sadece teknik başarıyı değil, “değerlerle yoğrulmuş bir gençlik” hedefini ortaya koydu.
İşte saldırıların sebebi burada yatıyor. Kendi siyasi hesabına eğitimi “nötrleştirmek” isteyenler, Sinan Aydın’ın yaptığı icraatları görmezden geliyor. Bunun yerine “kimle aynı masaya oturdu, nerede yemek yedi” gibi ucuz tartışmalarla gündem oluşturmaya çalışıyor.
Bu tablo bize aslında şunu gösteriyor: Eğitimde milli-manevi bir çizgi güçlenirse, bir kısım siyasi anlayış bundan zarar görecek. O yüzden hedef şaşırtmaya çalışıyorlar.
Ama bilinmesi gereken şu: Tarih, hizmet edenleri değil; engellemeye çalışanları yargılar. Sinan Aydın’ın icraatları ortadadır ve bu icraatlarıyla geleceğe dokunmaktadır. Onunla uğraşanların amacı şahsı yıpratmak değil, temsil ettiği değerleri gölgelemektir.
Benim cevabım nettir: Eğitimde başarı, milli kimlik ve ahlaki duruşla beraber geldiğinde anlamlıdır. Sinan Aydın’ın yaptığı tam da budur. O yüzden hedefte olması, aslında yaptığı işin doğruluğunu gösteriyor.
Yazar: Selman Ertürk (müstear)