3. Üniversite Basiretsizliği: Herşey Kabak Hayaline Takıldı - Eskişehir Balyoz Haber

Özgür TIKIZ

Özgür TIKIZ
Özgür TIKIZ

3. Üniversite Basiretsizliği: Herşey Kabak Hayaline Takıldı

3. Üniversite Basiretsizliği: Herşey Kabak Hayaline Takıldı
Yayınlama: 14 Ekim 2015 Çarşamba - 13.514
A+
A-

Eskişehir yerel gazetelerimizden birinde Eskişehirle ilgili yaşanan bir gelişmeye dikkat çekildi.  Son 7 yıla kadar İstanbul, Ankara ve İzmir dışında 2 üniversitesi olan Eskişehir'in artık bu özelliğini yitirdiğinin altı çizildi.

Aslında Eskişehir gündemini yakından izleyenlerin hatırlayacağı gibi 3. üniversite aslında bir vakıf üniversitesi olarak yıllar önce hayata geçirilecekken anlamsız bir kısır çekişme ile bunun önü tıkandı. Bundan sonra ise Eskişehir'in üniversite yapılması ile ilgili bir türlü bahtı açılmadı.

Eskişehir'e 3. Üniversite Kabak Engeline Takıldı

şeklinde uzunca süre tartışılan bu durum kuruluş aşamasına gelen üniversite alanının imar planları değişikliği ile yeşil alana çevrilmesiyle başlamadan sona erdi.

17 Ekim 2009 tarihli haberde bu konu ile ilgili şu tarihi sözler yer alıyor:

Şehir planlarında üniversite arazisi olarak gösterilen alan, Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ve DSP'li üyelerce yeşil alana dönüştürülmek istendi. Bunun üzerine sivil toplum temsilcileri ile DSP'li üyeler arasında tartışma yaşandı. DSP'li bazı üyeler, STK temsilcilerine önce sözlü, sonra fiilî saldırıda bulundu. Büyükerşen, üniversite arazisinin yeşil alan ilan edilmesini, "Halkımızın hormonsuz sebze ve meyveye ihtiyacı var. Burada hormonsuz sebze üretilsin. Bırakın millet kabak yesin." sözleriyle açıkladı.

Bu mevcut planlar o günlerde Olağan üstü toplanan Büyükşehir Meclisinde alel acele oylanarak kabul edilmişti. Elbette bu planla ilgili tek sorun bu değildi. Diğer meslek odaları da kendi üyelerinin de mağduriyetlerini beyan etmeleri nedeniyle bu imar planına karşı davalar açtılar ve davalar sonucunda planın büyük bir bölümü değişti.

O yıllarda da süren kısır çekişmeler merkez idare ile bir türlü uyum yakalayaman yerel yönetimler yüzünden Eskişehirin bir çok ildeki gelişmeleri yakalayamasıyla sonuçlandı.

Bahsettiğimiz gazetenin haberinde de bu duruma dikkat çekiliyor.

Son 7 yılda Bursa, Kayseri ve Konya da art arda açılan üniversitelerle Eskişehir'in üniversite kenti olma özelliğini bu illere kaptırdığı anlatılıyor.

Bizde yakın zamanlarda bu illerin yakınlarından geçtiğimizde aslında kaybedilenlerin sadece Üniversite olmadığını da üzülerek gördük.  Yakınınızdaki küçücük illerin bile başta gözle görülen üst yapı olmak üzere kent siluetlerinde ciddi değişiklikler söz konusu. En azından bu kentlerde çevre yolunu kullandığınız da bile, büyük bir kentten geçiyorsunuz hissine kapılıyorsunuz. Bizim kentimizin giriş ve çıkışlarındaki başka belediye binaları olmak üzere virane harap bir görüntüyü görmek yerine gayet nizami, modern, bakımlı ve peyzajı aynı imtina ile yapılmış bir çehre ile karşılaşıyorsunuz.

Eskişehir'deki kısır döngüler nedeni ile yaşanan sıkıntılar malum. Tren yolunun yer altına alınmasından, hava alanının yapımına, çevre yolundaki Anadolu Üniversitesinin önünün kamulaştırılmasına kadar pek çok sıkıntı yakamızı bir türlü bırakmadı. Toki ile alt belediyelerin anlaşmaları sonucunda kurulan yeni mahallerin hizmetleri adeta kasıtlı geciktirildi.  Deprem bölgesi olan kentimizde vatandaşlara 3 kat imar verenlerin 18 katlık imar verdikleri özel firmalara karşı hassasiyetleri ve hızları nedense genele yaymadı.

Tren garı orada mı olsun, Baksan taşınsın yerine şunlar yapılsın, sanayi yerinden kalksın gibi uzun uzun tartışmalar hep bu kısır çekişmeler sonucunda uzayıp giden sorunlarımız oldu.

Dönüp baktığınızda iktidar partisinin, hem de 3 belediyesini alarak göreve başlayıp o İktidarla bile uyum sağlayıp bundan yararlanamayan bir anlayışın hala devam ettiğini görüyor ve bu duruma da şaşırmıyoruz. Kendi iktidar partisinden bile yararlanmak konusunda adım atmaktan imtina edenlerin, daha sonra farklı siyasi görüşlerde olduğu iktidarlarla uyum yakalamış mümkün müdür? Hele ki, ben yaptım oldu, ben ne dersem o olması anlayışı ile kendi partisinin başkanını bile partisinden istifa etmeye kadar götüren bir süreci yaşatan ve diğer başkanın bir sonraki seçimi kaybetmesine neden olan bir anlayışa sahip bir tavrın sonuçları ne olabilir.

Sonuç olarak kentimiz hala 2 üniversiteye sahip, 6 tane günlük turistlerin gezdiği yerlerden başka ciddi bir gelişme yakalayamadı. Bunun yanında alt yapı, üst yapı gibi sorunlar, toplu ulaşım ve trafik gibi sorunlar her geçen gün içinden çıkılmaz bir hal almaya devam ediyor. Turistleri Eskişehir de bir günden fazla tutmayı başaramayan bir anlayışın, günü kurtarmadan öteye gitmeyen çözüm önerileri ise yaşanan sıkıntıların önünü kesmeye yetmiyor.

Evet, yine devam edelim bu yerel gazetemizin verdiği haberdeki detaylara

YAYA KALDIK

Bugün Konya’nın beş, Kayseri ve Bursa’nın dörder üniversitesi var. Artık üniversite kenti değiliz.

Evet, yanı başımızdaki Afyon termal turizminde uçarken nasıl izlemekle yetindiysek. Bu gelişmeleri de maalesef kısır çelişkiler, benim istediğim olmazsa olmasın anlayışı ile başaramadık.

Adeta pişmiş aşa su katılırcasına, inşaat sürecine geçecek olan Vakıf Üniversitesinin önünü tıkamadın Lanetini yaşıyoruz sanki.  KABAK masalları ile kabak tadı veren bir kısır çekişme ile Türkiyenin gelişimini yaşayan bir çok il gibi bunu yaşayamayan bir kent olarak ciddi bir zaman kaybı yaşadık.

Düşünün bölge hastanesi bile yıllar sonra sonuçlandırılarak daha yeni TEMELLERİ atıldı.

Ancak şark kurnazlığı ile yapılan hizmetlerin sağında solunda TABELA belediyeciliği yapmayı keramet kabul edenlerin adeta ellerinin tersiyle ittikleri diyaloglar nedeni ile sıksık gündeme gelen 3. Ünivesite söylemi KABAK tadı bile vermeden gerçekleşemiyor.

Maalesef yatırımların pek çoğu bu uyumsuzluklar ve geciktirmelerle uzayıp gidiyor veya gerçekleşemiyor.

Bu arada uzun süredir yazmayıp yazınca çok şey geliyor insanın aklına.

Peki ya Eskişehir gerçekten bir ÜNİVERSİTE KENTİ olabildi mi, yoksa bir ÖĞRENCİ KENTİ mi oldu?

Görünen o ki, öğrenci kenti olduk… Üniversite sayısını artıramadığımız gibi gerçekten üniversiteyi kentin içine bile sokamadık. Düşünsenize Prof.Orhan Oğuz tarafından kurulan ve herkesin de kendi kurduğunu düşündüğü başkanımız kent için can damarı olan NAZIM İMAR planını bile Eskişehirdeki üniversitelerimizin çizmesini bile kabullenmeyip İstanbulda yanlış bilmiyorsam İstanbul Teknik Üniversitesine çizdiriyor.. Daha somut bir örneğe gerek var mı?...

 

 





Bir Yorum Yazın
Bu habere yorumlar

Diğer Yazıları

Copyright © 2024