16 Ocak’ta Murat Taşkın “Büyükerşen söylediklerine çok kızmış” başlığıyla aktardı, Yılmaz Büyükerşen’in İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Başkanı Fercan Yavuz’a verip veriştirmesini.

Peki, Fercan Yavuz ne demiş de Yılmaz Büyükerşen de açmış ağzını yummuştu gözünü ona. Yavuz önemli bir meslek örgütü başkanı olarak “Parti disiplini adı altında imarla ilgili yakışıksızlıkları halının altına süpüren, yolların güzergâhını değiştirmek için her türlü taklayı atanları başımıza getirdik mi, markalı konut ya da itibarlı siteler adı altında betondan oluşan çöller yaratırız. Hâlbuki Eskişehir kent koridorları ve kent havzalarına öncülük edecek bir kapasiteye sahiptir. Ve bunu başarmak zorundadır. Dolayısıyla önümüzdeki seçim sürecini çok önemsiyoruz" demiş.

Bununla da kalmamış, bir de demiş ki “Vişnelik Mahallesinde vişne ağaçları yerine Vişne Evleri, Karabayır Bağları’nda üzüm asmaları yerine villalar, Bademlik’te badem ağaçları yerine lojmanlar ve sosyal tesisler var. Kent içinde ve çevresinde tarımsal nitelikteki yerlerin de çok az ömrü kaldı. Buralardan yakın zamanda gübre kokusu mu yoksa daha pis kokular mı çıkacak hep birlikte göreceğiz."

Peki, bir şehrin inşaat mühendisleri odası başkanı tüm bunları durduk yere mi söylüyor? Bunları boş yere mi söylüyor? Yani ortada bir sebep yokken mi söylüyor? Hayır!

Peki, yalan mı söylüyor? Elbette ki hayır, bu konuda söylediklerinin doğru olduğunu herkes biliyor. Yılmaz Büyükerşen de biliyor. Zaten kızmasının sebebi de bu; söylenilenlerin acı bir hakikati yansıtması.
Bu sözlere Yılmaz Büyükerşen kızıyor çünkü sözlerin hedefinde kendisi bulunuyor. Bu yüzden Fercan Yavuz’a telefonda verip veriştirmiş, daha sonrasında ikili arasında telefonda sert bir konuşma yaşanmış doğal olarak.

BİR DE GAZETECİYE FIRÇA!

Bu olayın üzerinden daha birkaç gün geçmeden, Hakkı Sağlam’ın 18 Ocak 2014 tarihli köşe yazısının başlığı dikkatimizi çekti: Yılmaz Hoca fena kızmış!

Sağlam’ın köşe yazısındaki ifadelerine bakılırsa, Yılmaz Büyükerşen bir gün önce Sağlam’ın köşesinde, Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kurulu’nun, Espark önüne konulan LED ekranla ilgili olarak iki ay arayla birbirinin tersine karar almasını eleştirdiği yazıdaki bazı hususlara çok kızmış.

Sağlam “Bu yazımız Büyükerşen’i çok kızdırmış. Dün telefonla aradı. Hani deyim yerindeyse söylemediğini bırakmadı. Biz de sessiz kalmadık. Terbiye sınırları içinde karşılığını verdik” diye yazmış.

Birkaç gün içinde Yılmaz Büyükerşen, Eskişehir İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Fercan Yavuz’a verip veriştiriyor, şehrin en önemli yerel gazetelerinden birinin Yazı İşleri Müdürüne demediğini bırakmıyor!
Öyle görünüyor ki Büyükerşen son zamanlarda büyük stres yaşıyor. Bu stres de öfkelenmesine neden oluyor. Öfkelenince birine verip veriştiriyor, diğerine demediğini bırakmıyor.

Yılmaz Büyükerşen ve çevresi, Eskişehirlilerin gözlerini açtığını, artık süsü-püsü çok umursamadığını, öncelikle gerçek belediyecilik, şehircilik hizmetlerini beklediğini, aynı masallara bir daha kanmak istemediğini biliyor. Seçimin kaybedilebileceğini ve bu ihtimalin her geçen gün arttığını görüyor. Bu yüzden endişeye kapılıyor ve doğal olarak sinirleniyor.

CHP örgütlerini adam yerine koymaz, partiyi umursamazsan ondan sonra böyle strese girer, küplere binersin!

Sezai Şen
İki Eylül Gazetesi