Aslından Koparılmış Protestanlar
“Ey iman edenler, eğer ‘Allah’a saygı duyup emrine uygun yaşarsanız’ size, ‘iyiyi kötüden ayırt eden bir anlayış/bir nur’ verir. Kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar.”
[Enfal Suresi, 29]
Doğru ve iyi olanı bilmekle, doğru ve iyi olanı yapmak arasında çok büyük fark vardır. Trafikteki şoförlerin hepsi kırmızı ışıkta durmak gerektiğini bilir bilmesine ama herkes kırmızı ışıkta durmaz. Müslümanlar olarak bildiklerimizi yapmakla görevliyiz.
Şimdilerde dindar nesil söylemleri yapılıyor.
Öncelikle bu nesli yetiştirme iddiasında olanların kendileri ve evlatları ihlaslı olmak zorundalar. Çünkü ihlas olmazsa kurtuluş olmaz. Hedefe varılmaz.
Hayvanlar gibi tıkabasa yiyip, mal mülk edinmek için çalışıp, şehvet peşinde koşturdukça kurtuluş gerçekleşmez. Tek gayesi para, mal, mevkii edinmek olan bir nesil yetiştirmekten öte bir iş yapılmıyor ne yazık ki!..
TV ekranlarına bir bakalım isterseniz!.. %95’i Müslüman olan ülkemde, kanalların %95’inde ahlak ve maneviyat ölçülerimize uygun olmayan tonlarca seviyesiz program var. İlim, irfan ve medeniyetimiz lehinde izlenebilir kaç tane TV kanalı sayabilirsiniz? Günümüzde ecdadımızdan bize miras kalan Ortadoğu ve İslam devletlerine ağabeylik yapma vazifemizi, öncelikle idrak edecek, sonrasında ise bu uğurda mücadele verecek sağlam bir yapıya kavuşturulması gereken bir gençlikle karşı karşıyayız. Bu nesli yetiştirecek projeleri geliştirecek olanların ise önce kendilerini adayacakları idealleri, samimi bir davaları olmalıdır. Bu yola çıkanlar öncelikle eziklik ve yenilmişlik psikolojilerini düzeltmeleri gerekmektedir.
Şu an bir takım zevatlar, “Bizler yenik bir medeniyetin evlatlarıyız” şeklinde bazı sözler terennüm edebilirler. Ama biz buna şiddetle karşı çıkıyoruz. Bizi ecdadımızdan ve onun mirasından koparmaya çalışanlara inat dedelerimize layık torunlar yetiştireceğiz inşallah…
Unutulmamalıdır ki; Tarihinden koparılmış bir millet, kökünden koparılmış bir ot gibi bir oyana bir bu yana savrulur ve en nihayetinde tarihte bir mazi haline gelir. Dedelerimiz inançlarına kamil bir iman ile inandıkları ve her işlerinde hakkı, adaleti gözetip sadece Allah’a tevekkül edip, sığındıkları için büyük bir medeniyet inşa ettiler. Emanet’e ve sözlerine dikkat ederlerdi. Zalimlere meyletmez, ehli küfrü dost ve yaran edinmezlerdi!..
Zalimlere dua değil buğzederlerdi!..
Eğer yeni neslin dindar, ahlaklı ve irfanlı olması isteniyorsa önce şunları ayırt edecek bir ferasete sahip hale getirilmesi gerekecektir.
İyi ile Kötüyü, Faydalı ile Zararlıyı, Doğru ile Yanlışı ve en önemliside Hak ile Batılı ayırt edebilecek bir nesil yetiştirilmelidir. Gençliğimizi bir şuurlandırma eğitimine tabi tutmalıyız.
Dindar nesil, Irak ve diğer Ortadoğu ülkelerinde oynana gelen ve nihai durağı Türkiye olan bir büyük Siyonist, Emperyalist oyunun tezgahına düşmeyecek anlayışa sahip hale gelmelidir. Yine şer güçlerin dayatmasıyla hayata geçirilmek istenen “Dinler arası Diyalog” saçmalıklarına en sert tavrı sergileyecek ve Allah’ın, Al-i İmran suresi 19. ayetindeki ikaz ve net ifadesiyle inancına sahip çıkacak bir gençlik istiyoruz.
“Dinlerine uymadıkça Yahudilerde Hıristiyanlarda asla senden razı olmayacaklardır. Deki; doğru yol ancak Allah’ın yoludur.” [Bakara, 120]
Gayri Müslimler üzülmesin diye Milli Eğitim müfredatındaki kitaplardan Fatiha suresinin son ayetlerinin meallerini kaldıranlara karşı sesini yükseltecek bir dindar nesil!..
İktidarı boyunca toplamda 30 ila 50 bin insanı öldürmüş, zulüm yaptığını inkar etmediğimiz Saddam’ı yererken, zalimlikle ithaf ederken; sözde demokrasi ve insan haklarını temin için Irak’ı işgal eden, 1.5 milyon Müslüman’ı katleden, 100 binlerce insana zulüm, işkence ve tecavüz eden Amerika ve Batılı zalimlere ses çıkarmayan, beyinleri yıkanmış bir gençlik istemiyoruz.
Birileri bizim gençlerimizi; Aslından Koparılmış Protestan bir nesle dönüştürmek istiyor. Ilımlı, light Müslüman söylemleriyle dönüştürülmeye çalışılan, kutsalı olmayan, diğer Müslümanların halleriyle hallenmeyen, bananeci bir nesil oluşturulmak isteniyor. Ama Müslüman böyle olamaz.
Peygamber efendimizin aşağıdaki hadis-i şerifi ışığında bu uyarıları yapıyorum.
“Adaletsizlik ve haksızlık (zulüm) karşısında susmayıp doğru sözü söylemekte cihattır.”
[Tirmizi]
Sizce Irak’ta tecavüz edilen, katledilen Müslümanlara yardım ve dua değilde; Müslümanları katleden Amerikan askerlerinin ülkelerine sağ salim dönmeleri için dua eden bir zihniyetin yetiştireceği gençlik nasıl bir gençlik olacaktır?