Hedef 2023, İstanbul Ayasofya Maratonu - Eskişehir Balyoz Haber

Hüseyin DÜŞ

Hüseyin DÜŞ
Hüseyin DÜŞ

Hedef 2023, İstanbul Ayasofya Maratonu

Hedef 2023, İstanbul Ayasofya Maratonu
Yayınlama: 1 Haziran 2011 Çarşamba - 14.442
A+
A-

“1 Haziran 2011, Ayasofya’da ilk Cuma namazı kılınışının 558. yıldönümü!..”

 

Bacon’un bir sözü vardır. Bilmem bilen yada duyanınız var mı?

 

  Şöyle söylemiş Bacon;

“Doğru yolda yürüyen topal, yolunu şaşıran bir koşucudan daha önce hedefine varır.”

 

  Türkiye gündemi her geçen gün, milletin çıkar ve menfaatlerini yakından ilgilendiren konulardan adım adım uzaklaştırılıp sulandırılmaya devam ediyor. Parti liderleri birbirleriyle uğraşmaktan insanlarımızın öncelikli meselelerine çözüm getirecek projeler üretmeye vakit bulamıyorlar olsa gerek, milletin önüne “Çılgın Proje” adı altında ne idiğü belirsiz kavramlarla çıkar oldular.

  Medyada ön plana çıkarılan 3 partinin de vatandaşın derdiyle hemhal olamadığı, kayıkçı kavgası ve horoz dövüşü yaptığına üzülerek şahit oluyoruz. Birisi çıkıyor, biz çılgın bir proje ile geliyoruz diyor. Diğeri bu projenin patenti asıl bize aittir diyor. Bu türden tartışmalar Türkiye gündemini 7-8 yıldır meşgul ede geldi, anlaşılıyor ki bundan sonrada bu gibi atışmalara şahit olacağız. Milletinin ve devletinin önceliklerini gündemine almayan veya böyle bir derdi olmayan siyasetçiler yüzünden güzel ülkem her geçen gün bataklığa doğru sürükleniyor.

  Maalesef hedefini ve varacağı limanı iyi tayin edemeyen, yoldan çıkan veya yolunu şaşıran bir takım insanlara teslim edilen Türkiye; adım adım, maddi ve manevi bir buhrana doğru yelken açmış bir gemi misali meçhule gidiyor. Ya bu insanlar gemiyi kullanmayı bilmiyor yada geminin dümeninde başka birileri var. Yorumu sizlere bırakıyorum…

 

  Efendim, Hedef 2023 pek revaçta malumunuz. Daha önceki birkaç yazımda da değinmiştim bu mevzuya. Hem nasıl değinmeyeyim ki. İnsanlarımız memleketinde iş bulamadığından Anadolu boşalmış, tarım ve hayvancılığın esamesi okunmazken, devlete altın yumurtlayan kamu kuruluşları ve belediye kuruluşları üç kuruşa peşkeş çekilirken susmak olur mu!..  

 

  Bizim anlayabildiğimiz kadarıyla 2023 hedefi nedir bir bahsedeyim isterseniz.

  Biliyorsunuz ( bildiğinizi ümit ediyorum), AB kriterleri uğruna Van Akdamar kilisesi trilyonlar harcanarak restore edildi ve ibadetlerini yapsınlar diye Ermenilerin kullanımına izin verildi. Yine Sümela Manastırında Rum Ortodokslarının ibadetlerine izin verildi. Ama ne hikmetse azınlıklara tanınan bu kadar müsamahaların çeyreği bile %95’i Müslüman olan Türk milletine çok görülüyor. Yine bildiğinizi ümit ederek bir başka hususa değinmek istiyorum.

  AYASOFYAMIZ!.. MAZLUM AYASOFYAMIZ! EZAN SESİNE HASRET AYASOFYAMIZ!..

  Fatih Sultan Mehmet’in ebediyete kadar cami vasfında kalması, bunun aksine işler yapanların ebedi azaba düçar olması için bedduası bulunan vakıf eseri olan Ayasofya.

Fatih’in vakfiyesi Ayasofya… Ayasofya bir vakıf eseridir. Vakıf eserleri hukuken vakf edenin belirttiği şeklinden başka bir konuma sokulamaz. Yani Ayasofya’yı cami olma vasfından çıkartmış olmak alenen bir suçtur. Maalesef Cumhuriyetimizin başlarında Atatürk’ün rahatsızlığından dolayı pasif kaldığı son dönemlerinde bir takım dönme şahıslar tarafından Atatürk’ün imzası taklit edilerek gayri hukuki yollarla Cami olan Ayasofya müzeye çevrilmiştir. Bu günlere kadar müze sınıfında yer alan Ayasofyamız, maalesef AB kriterleri uğruna, AKP eliyle birkaç ay önce kilise müze şekline büründürülmüştür.

  Hedef 2023, Ayasofya’yı ve dolayısıyla İstanbul’u çok yakından ilgilendiriyor. Şimdi birileri çıkıp bize, bu sizin yaptığınız Felaket Tellallığından başka bir şey değil diyeceklerdir. Biz ise buna feraset diyoruz. Çok şükür aklımızı ve imanımızı bazı menfaatlere ulaşmak için feda etmeyenlerdeniz ve bunun böyle devam etmesi için Allah’a iltica etmeye devam ediyoruz.

  Bunları böylece söylüyoruz ki; olurda bir uyanışa, bir silkinişe vesile oluruz. Yoksa illa böyle olsun da biz haklı çıkalım gayesinde değiliz. Ülkemiz ve İslam alemi olarak yok olmaya doğru gittikten sonra biz haklı çıksak ne olur. Hepimiz aynı geminin içindeyiz. Gemi batarsa hep birlikte batarız.

  2011 Türkiye’sinde Alkol, Sigara ve Uyuşturucu kullanım yaşı ilköğretim seviyelerine inmiş durumda. 2023’te herhalde anaokulu seviyelerine inecek.

  2023’te Boşanma diye bir şey olmayacak. Çünkü evlenenler kalmayacak, evlenmek ayıp sayılacak. Çünkü AKP ile beraber son 9 yılda boşanma oranları %350’lere ulaştı.

  Ekonomimiz AKP’nin dediği gibi iyiye gidiyorsa insanlar neden boşanır acaba!..

  Zina suç olmaktan çıkarıldığı için gayri meşru çocuk sayısının artmasından dolayı 2023’te her mahalleye bir Çocuk Esirgeme Kurumu tahsis edilecek.

  İstanbul ve birkaç büyük şehre duble duble yollar ve havaalanları yapılacak. Anadolu tamamen boşalacak.

  Hayvancılık mazide kalmış hoş bir anı olarak hatırlanacak.

  Tarım mı, tarım da neydi?

  Üretim sanayimiz son bulacak. Koca koca trilyonluk stadyumlarımız olacak. AB’nin zenginlerinin şımarık çocukları eğlensinler diye, uzun uzun, katrilyonluk kayak pistlerimiz olacak.

  Başkanlık sistemiyle beraber Eyaletlere bölüneceğiz. Git gide özgürleşeceğiz. Yaşasın!.. Biz özgürüz!.. İstersek 2023’te İsrail’e eyalet olur, BOP’u yani BİP’i gerçekleştirebiliriz…

  Ve son olarak Ayasofya, Ortodoks Hristiyanların dini merkezi, İstanbul ise Konstantiniye’ye dönüştürülüp Katoliklerin Vatikan’ı gibi Ortodoksların din devleti haline dönüştürülecek.

İşte o zaman kıyamet kopacak.

 

  Hedef 2023, hayaldi. Umalım hep hayal kalsın. Çünkü bu hayal gerçekleşirse, 2023 Müslüman Türk milletinin kıyameti olacak…

 

  Doğru yolda yürüyen topal olup yönümüzü İslam Birliğine, Ortadoğu ve Türk kardeşliğine çevirelim. Göreceksiniz çok daha yakın bir gelecekte bölgenin süper gücü, ağabeyi oluruz.

  Yok eğer yönünü şaşıran bir maraton koşucusu gibi yönümüzü Batı’ya, Avrupa’ya çevirmeye devam edersek yok oluşa doğru gittiğimizi görmemek için kör olmak gerekir.

  Hakikatleri dillendirmenin zor olduğu şu dönemlerde bunları defaatle ve ısrarla anlatıp yazmaya çabalıyoruz, hakikatler birilerini kızdırsa da…Gayret bizden başarı Allah’tan demiş büyüklerimiz.

  Son olarak St. Pierre’in Hakikat üzerine dillendirdiği birkaç mısrasıyla yazımı sonlandırıyor hepinize hürmetler ediyorum, kıymetli okuyucularım…

  “ Hakikat; eşi az bulunur bir incidir. Kötü kişi, kulakları olmadığı için bu inciyi takamayan timsaha benzer. İnciyi timsaha verirseniz süslenmek yerine inciyi yemeye kalkar. Tabii dişleri kırılır, dişleri kırılınca da kızıp üstünüze saldırır.”  





Bir Yorum Yazın
Bu habere yorumlar

Diğer Yazıları

Copyright © 2024