NELER OLUYOR!

Bitkileri olgunlaştırmak için türlü türlü yollar denenir. Olgunlaşma zamanından önce elde edilen ürünler pazara sunulur. Görüntüleri çok güzeldir. İştahla alınan bu ürünler evde yenmeye başlanınca hayal kırıklığı ile sonuçlanır. Ne bir lezzeti, ne de bir güzel tadı vardır.

Hormonludur!      

Ortadoğu’daki siyasi ve toplumsal gelişeler de hormonlu bir şekilde gerçekleşmektedir. Birilerinin düğmeye basması sonucu meydana gelmiş güya halk ayaklanmalarıdır.

 Ortadoğu’da yeni bir dizayn süreci yaşanmaktadır.

 “Çakma Halk Ayaklanmaları”  adı altında planlanıp hayata geçirilmektedir.

Bir çokları hatırlayacaktır; Ukrayna, Gürcistan’ da Turuncu Devrimler” gerçekleştirilip ABD güdümünde yeni yönetimler oluşturulmuştu.

Neler oluyor Ortadoğu’da?

Aslında çokta olan bir şey yok. Bir Amerikancı lider gidiyor, diğer bir Amerikancı lider geliyor.

Halk devrimleri öyle kolay yapılamaz. İktidar sahipleri öyle kolay iktidarlıklarını bırakıp gitmezler. Öyle kanlar dökülür, öyle canlar düşer ki her yer  insan cesetleriyle dolar taşar.

ABD Ortadoğu’da çıban başı olarak gördüğü İran’ın düşürülmesini istiyor. Bunun içinde her türlü yolu deniyor. Önce Tunus, Cezayir, Mısır, Fas, Kuveyt, Sudan, Yemen’de Çakma halk ayaklanması başlatılarak doğal bir süreçmiş süsü verilmek isteniyor.

“Çakma Halk Ayaklanmalarını”  İran üzerine kaydırmaktı . Suriye’de vardı bu planın içinde. Plan uygulandı İran’a kadar geldi.

 Neden İran çünkü; Ortadoğu’da Suriye’yi yanına alarak ABD’nin planlarını bozan tek ülke. Bu iki ülkenin dize getirilmesi ile petrollere, yer altı ve yer üstü kaynaklara el koymak ve bu ülkeleri sömürmek istiyor.

Ortadoğu’da dikensiz gül bahçesi hayallerini süslüyor.

Bir zamanlar savaşlarla ülkeler esir edilmekteydi. Şimdi demokratik talepler adı altında halklar ve ülkeler esir alınmak istenmektedir.

Ortadoğu’da yaşanan olaylar iyi okunmalıdır. Sapla saman birbirine karıştırılmamalıdır. Birçok liberal yazar çizer takımı bunu bir demokrasi rüzgarı, halk ayaklanması olarak göstermeye çalışmaktadır.

Halk demokrasiye ihtiyaç duyduğu zaman kendi gücüyle ayağa kalkar. İsyan eder. İsyanı bizzat kendisi örgütler.

Ölür ve öldürür.

 Halkın olmadığı yerde özgürlük mücadelesi de olmaz, kurtuluş da…