Son düzlükte değişim ile statükocular başa baş gidiyor
Eskişehir’deki 25 yıllık Büyükerşen sürecinin sonuna geldik. Daha doğrusu fiili olarak Büyükerşen dönemi bitti ancak onun vesayetindeki aday ile aynı durağan sürecin devam etme olasılı hala mevcut. Bunun yanında ise değişim talebi ve mevcut kronik sorunların değişimi beklentisi de hala doruk noktasını koruyor.
Özellikle Nebi Hatipoğlu’nun açık ve net konuşması, Eskişehir’deki sorunları yüksek sesle her mecrada dile getirmesi ile Büyükerşen ekolünü devam ettireceği ön görülen Ayşe Ünlüce bile bazıları Hatipoğlu’nun vaatlerini de kapsayan 70 proje dile getirmek zorunda kaldı.
Bunun yanında İyi Parti’nin genç adayı Melih Aydın başta olmak üzere bağımsız adaylar da dahil tüm diğer rakiplerde yüksek sesle bu sorunları dile getiriyorlar. En belirgin değişim talebi ise kentsel dönüşüm ve deprem riskine karşı alınacak önlemler.
Zafer Partisi Oğuz Beki, 70 üzerinde proje açıklayan Kaldırımlı Erol diye tanınan bağımsız aday Erol Çoban gibi isimler de yine seçmene benzer sorunları dile getiren isimler. Aslına bakarsanız vesayetçi aday olarak görülen CHP adayı Ayşe Ünlüce bile Büyükerşen efsanesinin son geldiği noktada şehri kitlediği ve sorunlarla ilgili çözümler üretilmesi gerektiğini dile getirmeye devam ediyor.
Peki Ayşe Ünlüce kazanırsa vesayet dışında hareket kabileyeti bulabilecek mi? Büyük olasılıkla yapı itibari ile de böyle bir dirayet ortaya koyamacak bir görüntü çiziyor. Özellikle kadınlar yaptığı programlarda çeşitli sorulara verdiği yanıtlar bu sinyali veriyor. Mesela su parası ile ilgili tepkiye 2023 yılında zam gelmeyen elekrik ile kıyalamaya kalkması tam bir fiyasko olarak sosyal medya da yayıldı. 2023 yılında doğalgaz ve elektrik fiyatlarına zam gelmemişken şebeke suyuna yüzde 400 zam yapıldı. Kalabak suyunda da yüzde yüz üzerinde zam yapıldı.
Son 7 yıldır EBB genel sekreteri olan Ünlüce bir çok sorunun aslında ortağı. Mesela çevre yolu yapılaması konusunda EBB’den istenen rapor da, olumsuz verilen yanıtta Ünlüce imzası var.
Bunun yanında projeleri için hibe bulacağını belirtmesi ile projelerinin ve vaatlerinin altının boş olduğu sinyalini veriyor. Ancak güvendiği şu detay var. Ahmet Ataç, Kazım Kurt ve Yılmaz Büyükerşen bugüne kadar vaat ettikleri bir çok konuyu yapmadılar ve şimdiye kadar bu konuda kendileri İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı gibi sorgulanmadığı için önlerine hiç gidilmedi. Mesela Ahmet Ataç geçen dönem verdiği vaatlerin yüzde 80’inin yerine getirmemişken hala seçimde favori kabul edilmeye devam ediyor. Kazım Kurt için de durum farklı değil. Söz verip yapmadıklarını tekrar yeni söz olarak vererek tekrar oy istiyorlar ve kimse bunları sorgulamıyor. Hele Büyükerşen’in 26 sözü var. 1999 yılında verdiği sözlerin neredeyse 20 tanesini 25 yılda yapmadı. Hatta şebeke suyu için “içilemez sertlikte” diyerek 1999 da ilk kez şebeke suyunu eleştiren kendisi. Ancak 25 yılda bu konuda bir çalışma yapmamış olmasına rağmen suyun şuan içilebilir olduğunu ifade ediyor.
Tüm bu detaylar düşünülünce Ünlüce’nin 70 vaadin 7 tanesi yapılır mı diye düşünmek durumunda kalıyor Eskişehirliler.
Bunun yanında Tepebaşı ve Odunpazar’ın da sorunsuz üst yapı diye bir vaat bile yok ortada. Sokak ve kaldırımların hali ortada. Bunun yanında iktidar ile uyumlu belediye olmasına gerek yok diyorlar. Ancak kentsel dönüşümde geçen 25 yılda yaptıkları somut bir şey yok. Vaat ettiklerini nasıl yapacakları, finanse edecekleri meçhul. Toki’ye karşı olumsuz tavırları da ortada. Peki şehrin acil ihtiyaçları ne olacak. Bu statikocu anlayışla bu değişimler nasıl yaşanacak.
Tüm karşı adaylar değişim vaatleri sunarken, sorunların üzerlerine gideceklerini vaat ederlerken mesela Ahmet Ataç 4 dönemdir vaat ettiği ve yapmadığı Baksan için 5. Dönemi için tekrar vaat olarak Baksan sözü veriyor.
Açıkcası görünen tablo, sorunlara rağmen, sözler verilip uygulanmamasına rağmen tekrar tekrar seçim kazanabilmiş olmalarının özgüveni ile sorunları çözmemeye devam ediyorlar.
Bu yüzden, şehrin üst yapı sorunları artarak devam ediyor. Trafik sorunu akılcı çözümler sunulmuyor, toplu ulaşım da balık istfi yolculuklar devam ediyor. Mesela Ayşe Ünlüce toplu ulaşımın zarar ettiğini üstüne basarak dile getiriyor. Ama kimse demiyor ki PARK ET DEVAM ET konusunu o zaman nasıl yapacaksınız diye sorgulamıyor. Bir çok hatlarda balık istifi giderken bu kadar zarar eden tramvayı nasıl zarar ettirmeyeceksiniz diye soran da çıkmıyor..
Eskişehir sorunları deyince yazacak çok fazla konu var ki Ayşe Ünlüce bile 70 proje açıklamak durumunda kalıyor. Ancak projeleri zaten kredi borçları ve kendi ifadesi ile zarar eden bu kurumları ile yapacak parası olmadığını da hibe bulmaya bel bağladıklarını ifade ederek dile getiriyor.
Elin hibesi ile yola çıkılır mı? Hibe veren olmazsa ne olacak? ya da hibe veren bunun karşılığında ne isteyecek diye kimse sormadan Eskişehir ve geleceğini düşünmek yerine partizanca bakmaya devam ediyor.
Ama ne diyeceksiniz 2024 yılında online bilet satmayı bile başaramadığından utanmak yerine konser bileti sırasında vatandaşın kuyrukta bulunmasından gurur duyanlara ne anlatabiliriz?
Ne diyelim karar sonuçta vatandaşın. Her ay 2 binlere çıkan araç artış sayısını izlemeye devam eden anlayışla çileye devam etmek mi, yoksa finansal kaynaklara ulaşacaklarla değişime mi karar verecek Eskişehirliler önümüzdeki günlerde göreceğiz..