Bilindiği gibi CHP Eskişehir adaylarının belirlemesinde genel başkanlık koltuğuna oturan Özgür ÖZEL’in insiyatif alacağını açıkça belirmişti. Özgür Özel’in genel başkan olmasından sonra adeta veda turlarına başlayan Büyükerşen yılların vermiş olduğu tecrübeyle önce aday olacağını deklere ederek kitleyi kendi kontrolünde konsolide etti. Özgür Özel’in son ana kadar Kazım Kurt’u Büyükşehir‘e aday göstereceği netleşmeye başlayınca yıllardır Büyükşehir belediyesinde oluşturdu kadro saltanatı tasviye süreci yaşayacağını görmüş olacak ki; etrafındaki saadet zincirinin de baskısıyla önce partiye sonra da teşkilata rest çekmeye başladı! Adeta “istediğim aday olmas ise açıktan muhalefet ederim” anlamına gelebilecek beyanatlarıyla hem partisini hem de seçmenini diken üstünde tuttu. Tüm kulislerde Ahmet Ataç Büyükşehir’e aday olursa kazanması çok daha kolay olur! bilgisine rağmen etrafındaki aile saltanatı kadrosunu baskısı ile muhtemel bir Ataç Başkanlığında bu özel kadronun tasfiye süreci yaşayacağını da tahmin ediyordu. Yani ister Kurt ister Ataç kim gelirse tasfiye süreci olacaktı.. Büyükerşen altın kadronun ve A Takımı’nın böyle bir süreçten geçmesi halinde muhtemel eski defterlerin karıştırılacağınıda adı gibi biliyordu. Bir çok eski defter söylentiler, şehir efsaneleri..  kadrodaki belediye çalışanlarının yıllardır baskılan Erşen korkusu bitmesi halinde bir çok hukuki davaların ortaya çıkacabileceği korkusu yönetimin adeta kabusu oldu.  Kendisi de aday olamazdı. Ama Ataç ve Kurt’u da aday ettirmemekte kararlıydı. Peki ne yapacaktı! Çok profesyonel bir hamle yaparak yıllardır sağ kolu olan Ünlüce’yi adayı göstererek bir taşla iki kuş vurdu. Hem muhtemel risklerden korundu, hem altın kadrosunu korumaya aldı, hem de kendi kontrolünde beş yıllık bir belediye yönetimini elinin altında tutmaya devam edecekti.. Böylelikle bir çok şaibeli ve şüpheli işler yarım, eski hesaplar arada eriyip gidecekti..

 Sayın Erşen böyle düşündü mü bilemem! Anlattıklarım bu mihvalde gelişti mi bilemem.. ben sadece sahadaki hamlelere bakıp arkasındaki büyük aklın oynadığı strateji ve satrancı görmeye çalışırım.. Büyükçe gaf yaptı, bu işleri bilmiyor diyenler bence Büyükerşen in Zekasının yanından bile geçemezler. Sizce Erşen Eskişehir’e hizmet getirmesini bilmiyor muydu!? Sayın Nebi Hatipoğlu’nun anlattığı bir çok projeyi yapamaz mıydı!? Elbette ki bir çoğunu yapabilirdi! ama o eğitimci zekasıyla kolay olanı zahmetsiz olanı seçti. Eskişehir’in büyümesini engelleyerek demografik yapısını kuruduğu gibi, şehrin göç almasını iş sahalarının gelişmesini engelleyerek bölge potansiyelini Kütahya Afyon ve Bursa’ya yönlendirdi. Az olsun benim olsun! Merkezde yerel belediyelerle birlikte onuncu yıl marşında olduğu gibi 25 yılda binlerce zihniyet yarattı her yaşta! Yani biyolojik iktidarını tamamladı. Hiçbir eseri olmamasına rağmen Türkiye’nin en başarılı belediye başkanı olarak anılmaya zihinlere kazıdı. Yani üstadım insanın zihnine yatırım yaptı. Hani sizin yerden yere vurduğunuz geziler, tiyatrolar, eğlenceler, yemekler var ya! işte onlar! iktidarın vermiş olduğu nimetlerin küçük bir kısmını gelir seviyesi düşük bu kitle ile paylaştı. Hayatında tatile gitmemiş belki de doyasıya gezmemiş bireyleri köy enstitüleri modeline benzer bir modelle belde evlerinde yetiştirerek şehrin her tarafına insan ağları ördü. Yerel basının kayısı şartsız DESTEĞİN de alarak Erdoğan’ın yaptığının tam tersini yaptı! Cumhuriyet tarihinde de hep böyle yapmamışlar mıydı!. işte tarih Eskişehir’de bir kez daha tekkerrür etti! Sayın Hatipoğlu her kapıya her gün altında bıraksa bu seçimi alabilmesi için öncelikle konuya “hizmet değil zihniyetle başlamalı”.. bunun yolu ise dediğimiz gibi hem çok kolay hem çok basit tabii ki yapana..

1.2.3.4……..24 operasyonu..

Sayın Erşen’in Osmanlı Hanedanı konusundaki açıklamasını bir dil sürçmesi olarak mı algıladınız ?

Bu da tam profesyonel bir algıydı!

Hem bütün Türkiye’de yerle yeksan olan 25 yıllık yönetimini tek bir sloganla yerle bir eden Hatipoğlu‘nun söylemini unutturdu… Hem de içinde bir ömür boyu biriktirdiği İslam ve Osmanlı kinini kustu…