BİZDEN NE KÖY OLUR NE KASABA!
Siyaset dili nasıl olmalı?
'İnsanlar çok değişti; dikkat etmek lazım… Biriyle el sıkıştıktan sonra, beşi de yerinde mi diye parmaklarını saymak zorundasın' diyor ya Tolstoy…
Şaka bir yana en çok el sıkıştığımız /kucaklaştığımız zaman tünelinden geçiyoruz… Yani seçim arifesindeyiz… Cadde ve dahi sokaklar vekil adayları ile dolup taşıyor… Kaldı ki seçimlerimizin vazgeçilmezi ziyaretler /el sıkışmalar, kucaklaşmalar, tanışmalar… Son derece de normal…
Çünkü İnsanlara dokunabilme sanatıdır siyaset… Menfaatsiz, samimiyetle sımsıkı sarıp sarmalamaktır… Gönüllere, yüreklere ulaşabilmektir bir nevi… En azından bizim yorumumuz budur…
***
Siyaset asla çıkar ve dahi menfaat için yapılmamalıdır…
Siyaset ben daha iyisini yaparım, köyüm, ilçem, ülkem /benden önce gelir diyebilmektir… Tavuk verirken kaz hayal edenlerin mecrası asla değildir /olmamalıdır… Böyle düşünenlere de fırsat verilmemelidir… Bu minvalde siyaset mührü, beşeri sermayesi yüksek, liyakat sahibi kişilere teslim edilmemelidir… Yani iş ehillerine emanet edilmelidir…
***
Seçimlere az bir zaman dilimi kaldı…
Hangi siyasi düşünceye sahip olursak olalım ayrıştırıcı, keskin dilin kimseye faydası olmayacağını rahatça söyleyebiliriz… Ayrıştırıcı zehirli çatal dil önce sahibine sonra topluma zarar veriyor… Bu dili kullananlar zaten siyaset çöplüğünde yerini alıyor…
***
Saha çalışmalarında adaylar ve dahi partililer karşılaşabiliyorlar…
Karşılaşmalarından daha doğal bir şey de yok… Bu durumda herkesin takınacağı tavır samimi, içten ve kucaklayıcı olmalı… Vatan haini olmadığı sürece gözlemlediğimiz dostça, kardeşçe çalışılıyor /zaten… Bu sürdürülebilir olmalı…
***
Diğer yandan, tartışma kültürümüzde ki eksiklik bariz biçimde göze çarpıyor…
Toplum olarak tartışma kültürümüzü geliştirmemiz gerekiyor… Yapılan yanlışlardan bir tanesi de şu;
Birey kendi fikrini karşı tarafa dayatmaya, siyasetini kabul ettirmeye çalışıyor… Haklı olarak diğer taraf da fikri direnç gösteriyor… Dananın kuyruğu işte tada burada kopuyor…
***
Siyaset gelişmiş toplumlarda bakın nasıl oluyor…
Herkes fikrini /siyasetini ortaya söylüyor… Etraflıca anlatıyor… Karşı tarafı dinliyor, üstelik kabul edilmesini de beklemiyor… İşte bizim de bu çizgiyi yakalamamamız, kendimizi bu yönde geliştirmemiz, fikirlere saygı duymayı öğrenmemiz, dinlemeyi bilmemiz lazım diye düşünüyorum…
***
İç çekişmelere gelirsek; gözlemlediğimiz kadarıyla bazı partilerde deve dişi gibi siyasiler kenarda kalıyor… Ya da bile /isteye kenarda tutulmak isteniyor… Her şey benim edaları, ben yoksam /benden sonrası tufan edebiyatı yapanlar ön saflarda yer alıyor…
Bir gerçek var ki bu tavır işe yaramıyor… Siyaseti doğru okuyabilenler bilir ki siyaset çöplükleri bu tarz
düşünen insanlardan geçilmiyor… Siyaset mezarlıkları ağzına kadar bu tarz siyasetçilerle dolup dolu taşıyor… Anlamak için dönüp ardımıza bakmak /mezar taşlarını okumak yetiyor… Bazıları var ki Şehrin ağabeyliğine soyunuyor… Ufacık bir dernek seçimine dahi müdahil oluyor ki buda geri tepiyor… İtibarı zedeleniyor, geri alabilmek için kırk takla atıyor…
***
Ezcümle;
Her kim /hangi siyasi parti olursa olsun, bu tavırla hareket ediyorsa
sonuçta dehliz kuyuya kendi düşüyor…
Sonra Yusuf olsa o kuyudan çıkamıyor…
Ferhat olsa o dağı delemiyor…
Mecnun olsa o çölde yürüyemiyor…
Çırpınarak sütten tereyağı yapsa olmuyor…
Hangi mayadan yoğurt çalsa tutmuyor artık…
Çünkü /Siyaset hafızası bu davranışları asla unutmuyor…
Gün geliyor bir yerde önüne çıkarıveriyor…
Ve /İstanbul gibi iki yakası bir daha bir araya gelmiyor…
Kendinden başka herkesi yalnızlaştırmaya çalışan aday ve/veya kişiler
sonuçta bir başına kalıveriyor…
Felek şapkayı tavşana ters giydiriyor…
***
Bizlerde bu topraklarda /Türk yurdunda yaşıyoruz…
Bazen bile-isteye, bazen hasbelkader içindeyiz toplumun /siyasetin… Elhamdülillah çapımızdan büyük çevremizin de olduğu söyleniyor… Elbette bizimde gönlümüzde bir Bozkurt yatıyor… Bilen biliyor… Diğer yandan /farklı siyasi görüşe sahip insanlarla bir noktada uzlaşabiliyor, çözüm yolu bulabiliyoruz… Böyle olduğunda renklerin ahengini tutturmamız, yüreklere dokunmamız
zor olmuyor…
Ahmet Şafak'tan bizzat dinlediğim bir şarkı sözü ile siyaset yazımıza virgül koyalım; Bizden ne köy olur ne kasaba… Bizden olsa olsa MEMLEKET olur VATAN olur…
HÜSEYİN GÜVEN
31.05.2018 Arşiv