Utanacaklar mı dersiniz?
Bunları cilalayıp “Türkiye’nin aydınlık yüzü” diye pazarladılar. Öyle bir pazarlamak ki namus, hak, adalet her şey bunların tekelinde. Geri kalan herkes “yandaş”, herkes “dönek”! İncecik sesleri, isterik mimikleri ve kayış gibi suratları ile Halt Tivi ekranlarında pırıl pırıl parlıyorlardı. Meğer parlayan şey, “muhalif medyanın” bostanlarında boy atmış kelek karpuzlarmış.
Kelek dememiz boşuna değil. CHP’den çuvalla “hediye” aldıkları açığa çıktı, birbirlerine düştüler. Hepsi birbirine kelek atıyor. Hamamın namusunu kurtaracak numunelik olsun bir gazeteci yok. Yok.. Çünkü hepsi boğazına kadar aynı pisliğe batmış, çünkü hepsi bir yandan ahlak nutukları atarken diğer yandan vatandaşın parası ile küpünü doldurmanın peşindeymiş.
Peki belediyeler ve CHP, bu tetikçileri ne için kiralamış? Marifetleri neymiş dersiniz?
FETÖ’vari dosyalarla Ak Parti’li, MHP’li siyasetçilere, bakanlara “çakmak”. Mafya elebaşlarının servis ettiği üçüncü sınıf öykülerle gazetecilik oynamak. Kime hizmet ettiği belli olmayan “adliye farelerinin” sızdırdığı özel yaşam bilgileri ile utanmazca senaryolar yazmak….
Al sana “araştırmacı gazeteci”, hem de Uğur Mumcu ekolünden! Gerçi gazeteciden ziyade pavyon kapısı fedaisine benziyorlar ama… idare edin artık.
CHP’NİN SÖZLEŞMESİ
CHP Halk Tv ile sözleşmeyi feshetmiş ya hani. Eren Erdem açıklama yapıyor, “Şeffaf bir sözleşme, reklam anlaşması dışında bir şey yok”.
TV’lerin reklam fiyatları izlenme oranlarına (reytinglerine) göre belirlenir. İşin içinde olanlar bilir, bu konunun çok ince ve şaşmaz bir matematiği var. Medya planlama ajansları reklam verenlerin bir kuruşunun boşa gitmesine izin vermezler.
Madem CHP-Halk TV anlaşması reklamdan ibaret, o zaman reklamları satın aldığınız tarifeleri açıklayın da bilelim. Orta halli bile sayılamayacak, reyting sıralamasında en gerilerde yer alan dandik bir kanala reklam için ne kadar para verdiniz tüm seçmenlerin, tüm halkın bilme hakkı var sanıyorum.
KAHVEHANE DEYİP GEÇMEYİN
Starbucks ve benzerleri Türkiye’ye yeni türde bir kahve kültürü getirdi. Başlarda hem farklı hem de belirli standartları olan yeni bir deneyimdi. Ticari başarılarını küçümseyecek değiliz, sosyal yaşama da olumlu katkıları oldu.
Ancak daha fazla kar etme istediği, zincir kahvecileri son derece keyifsiz yerler haline getirdi. Üç çeşit kahveyi düzgün yapmak yerine, odaklarını elli çeşit karmaşık ürünlere dağıttılar. Sipariş vermeniz, siparişi almanız bazen yarım saat sürüyor. Farklı farklı ödeme yöntemleri, promosyon kartları, uygulamalar vs. bu süreyi iyice uzatıyor.
Bunun için masaya servis yapılan klasik pastane ve kahvehanenin yıldızı tekrar parlamaya başladı. Bu alana yatırım yapan pek çok küçük girişimci var. Şimdiden sayıları on binleri bulmuş durumda. Ancak bunların pek çoğu da sermaye yetersizliği veya kötü işletmecilik yüzünden batma tehlikesi ile karşı karşıya. Keşke Ticaret Bakanlığı bu konuya bir el atsa, standartları belirlese, işletmeciler için özel eğitimler ve destekler planlasa. Hem bu alanda çalışan insanların geleceği garanti altına alınmış olur hem de bize özgü, modern ve yerli bir kahvecilik kültürü oluşur.
Gaffar Yakınca
AYDINLIK