Eskişehir'de kronikleşmiş pek çok sorun var. Bu sorunları aslında tek tek irdelemeye de gerek yok sanırım. Biraz geçmişe doğru giderseniz 1999 yılında ilk kez Eskişehirlilerin karşısına DSP Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olarak çıkan Yılmaz Büyükerşen'in müthiş tespitlerini görebilirsiniz. Gerçekten o günlerde kente bakarak adeta ultrasonu çekilmiş kentin önündeki kronik sıkıntıların ve kentin kabuğunu kırmasının formülü adeta altın tepside seçmenlerin önüne serilmiş. 

Evet hatırlayanlar o meşhur 26 Söz'ü ne demek istediğimi tahmin edeceklerdir. Eskişehir'in ilk Büyükşehir belediyesi olmasının ardından yapılan ikinci seçimde kentin vizyonu için önemli tespitler sunulmuş. Hele ki ilk belediye Başkanı olan ve görevini tamamlayamadan vefat eden Rahmetli Aydın Arat'ın o gün ki imkanlarla kısa süreye sığdırdıklarını da bilince bu 26 söz müthiş tamamlayıcı olarak görünüyor. 

Aydın Arat, kendisinden önceki başkanların başladıkları işlerin devamını Büyükşehir belediyesi olmanın da avantajları ile çok iyi kullandı. Kısa sürede iktidar partisinin belediye başkanı olması hasabiyle de bu işlerin üstesinden gelmesinde büyük bir katkı almayı başardı. Mesela Eskişehir'i doğalgazla tanıştırmak için vurulan ilk kazma onun girişimleri ile Eskişehir'in cebinden tek kuruş çıkmadan toprağa vuruldu. Böylece kentin geleceğine temiz hava adına büyük bir miras bıraktı ardından borç bırakmadan. 

İlk kez kalabak suyunu dolum tesisleriyle buluşturdu, halk ekmeği ilk kez Sultandere de ateşle harladı, aşevinde ilk kez sıcak bir kap yemek verdi ihtiyaç sahiplerine. Akla gelmeyen yerlerdeki ilk bulvarlarda araçları yürüttü, ilk kez tramvay projesiyle kentin vizyonunu çizmek için gerekli tüm çalışmaları yaptı. Kentin yanında ise kentin en eski değerlerinden olan Tülomsaş'ı ortak etti bu hayale...  Genel Sektererliğini yapan kendisi de eski bir belediye başkanı olan Adnan Ercan o günleri aynı heyecanla aktarırken sabahın ilk saatlerinden başlayan ve tüm gün süren maratonlarındaki yaşadıklarını, kentin aslında nereden daha nerelere gidebileceğinin resmini çiziyorsunuz zihninizde. 

Arat'ın vefat etmesiyle ise o sinerji gitmiş, tüm planlar, onaylanmış projeler bir köşeye kaldırılıp atılmış. Daha neler nelen bekliyormuş aslında Eskişehiri. Büyük bir hayvan kent projesi, kentin tüm dinamiklerini içine katan; iki büyük yer altı çarşısı, kent merkezinde trafiği etkilemeyen bir tramvay projesi..  Kentin geleceğini şekillendirecek ve 20 yıl önce Türkiye ekonomisindeki 6. sıralarda olan Eskişehiri bu sıralar da tutacak pek çok vizyon projesi.

26 Söz'den bir önceki döneme geçtik ancak o 26 tane sözü de unutmuş değiliz. Gerçekten de bugün bile hala bir başkan adayının seçmenin önüne çıkıp tekrar vaat edebileceği 26 sözden bahsediyoruz. Gerçekten yerinde tespitler; analizler yapılmış o sözler verilirken: Bir dönem içinde hayata geçirilmesi amaçlanan ancak geçen 5 dönemde bir çoğunun hala yerine getirilmediği sözler. 

O sözler Eskişehir'deki kronik sorunların aslında ilk kez net olarak belki de böylesine bir arada anlatıldığı sözler. Tek sorun sözlerin yani tespitleri yapan ve bundan sonra 5 dönemde kentte başkanlık görevini yerine getirme yetkisi kendisine verilen başkan tarafından da yerini getirilmeyen sözler. 

Eskişehir'in kronik sorunları olarak devam eden sözlerin içinde neler var aşağıda sizler için paylaşacağım tekrar.. Kendiniz de bu verilen sözlerin ve yapılan tespiklerin aslında ne kadar doğru olduğunu ancak geçen sürede ne yazık ki ciddi anlamda bir çoğunun yapıldığını üzülerecek göreceksiniz. 

Biz bu sözleri tekrar ne zaman hatırladık biliyor musunuz? En son yaşanan DAMACANA SKANDALI sonrası hatırladık. Zira bu sözlerin içinde kentteki sıcak sular, alt yapı ve tabii içme suları konusunda da çok güzel tespitler mevcuttu. Ancak yaşananlar su konusunda verilen sözlerle ilgili pek de kalıcı çözümler üretilme yönünde adımlar atılmadığını gösteriyor. 

Peki yol ne alaka diyeceksiniz? 

Yol konusunda bu skandal sonrası bu skandalı yazamayan bazı köşe yazarlarının ortaya attığı çevre yolu sorununa dayanıyor. Malumunuz kentimizin artık içinde kalan bir çevre yolumuz var. Geçmiş dönemde yol ilk kez son haline getirilmeden önce benzer şekilde şehirler arasında kalan yollarda olduğu gibi bu yol da BÜYÜKŞEHİR belediyesine verilmek istenmiş ancak bize de dönemin vekillerinin anlattıklarına göre Eskişehir Büyükşehir Belediyesi yolun kendilerine devredilmesini istememiş. Böyle olunca da şehir kenarından geçmesi planlanan çevre yolu projesi ile ilgili bütçe şuanki yolun tekrar yapılmasına aktarılmış.

Yolun Eski halini hatırlayanlar bilecek nasıl sıkıntılı bir çevre yolu olduğunu. Ancak son düzenlemelerle bu sıkıntılar giderildi. Ancak bu kez de yolda özellikle şehiriçindeki trafikten kaçmak isteyen her sürücü alternatif gözüyle baktığı için yoğunluğu zaman içinde arttı. Elbette gelişen ticaret hayatı, artan araç sayıları nedeniyle de zaman zaman sıkıntı yaşanmaya başladı çevre yolunda. Ancak sıkıntıınn genel olarak baktığınızdaki durumu Eskişehir ticaret hayatının aktığı Organize sanayi bölgesi tarafı. Gündüz ve akşam mesai saatlerinde artık yoğunluk nedeniyle trafik çoğu zaman durma noktasına geliyor. Bunun dışındaki zamanlarda ise yolda ki trafik akışı yoğun bile olsa sürekli akıcı.

Yani damacana skandalının üzerine yorgan etmeye çalıştıkları çevre yolu sorunun temel nedeni bu. Diğer bir çok kentte böyle yoğun ticaret alanı olan alanlardaki gibi YAN YOLLARIN olmayışı, alternatif bağlantı yollarının yapılmamış olması yoğunluğun temel nedeni.. Anlayacağınız bu haliyle biz Eskişehirin çevresine 1 değil 2-3 tane daha çevre yolu yapsak bu alanda yaşanan sorun bitmeyecek. 

Bölgeyi düşünün. Sürekli büyüyen ve genişleyen Eskişehir Organize Sanayi, Kobi Organize, Teksan, Emko, Tornacılar Sitesi, Estim... Bunların yanında ETO Kongre Merkezi, Eskişehir Şehir Hastanesi mevcut. Bunun yanında bölgeye Küçük Sanayasi Sitesi dönüşümü ile bu bölgedeki esnafı da getirme çabası mevcut.. 

Tüm bu saydığımız yerlerde bulunanlar ise hepsi aynı yolları kullanıyorlar. Mevcuttu teksan tarafından yollar bile zaman zaman bu bölgedeki ticareti kaldırmaya yetmezken, tüm bu kalabalığı siz tek bir yoldan çevre yolundan taşımaya çalışıyorsunuz.  Doğal olarak mesai saatlerinin giriş ve çıkış saatlerinde bu kapasiteye yanıt veremeyor mevcut yolda. Yani şehirler arası ulaşım yapan araçlar değil bu tıkanıklığın sebebi.. 

O yüzden yıllardır da devam ettiği halde bu durum ses etmeyenlerin damacana skandalı sonrasında bu konuyu dile getirmeleri de pek samimi olmadığı gibi ortaya attıkları çözüm önerileri de gerçekçi görünmüyor. 

Yani bir çoklarının 1999 da verilen 26 sözü biliyor olmasına ancak zaman zaman bunu hatırlatarak en azından bazılarının yerine getirilmesine katkı vermedikleri gibi sorunların üstünü örtmeye çabalamaları kentteki sorunların çözülmeden yıllarca devam etmesinin bir nedeni görünüyor. 

Sorunu Görmezden Geliyorlar

Bir çok konuda olduğu gibi en son yaşanan skandalda vatandaşların mağduriyetini günlerce görmezden gelip tek bir kelam yazamadılar. Tek bir 140 karakterlik twit atamadılar. Sonra izin çıkınca ya üstün körü yazdılar ya da başka sorunlar bulup bunu unutturalım dercesine çevre yoluna sarıldılar. 

Diğer bir çok konuda olduğu gibi çevreyolunda yaşanan sorun da yeni değil uzun süredir devam eden bir sorun. ANCAK çözümü de yeni çevre yolundan önce yine yerel yönetimlerce yapılması gerereken yan yollar ve alternatif bağlantı yolları.  Bunu aslında bildikleri için olsa gerek bu konuyu dediğim gibi uzun süredir yaşanmasına rağmen dile getiremediler.. Şimdi eşantiyondan ancak yine doğru kalıcı tespitlerden uzak dillendirdiler. 

Şimdilerde belki bu ticaret alanlarına ömründe gitmemiş bazı sosyal medya kullanıcıları da çevreyolu yapın diye dillendirip duruyorlar.  Ancak durumun çözümü yeni bir çevreyolundan önce bölgeye yapılacak yeni bağlantı yolları ve yan yollar.  Dönüp mantıklı bir çözüm ne olur diye düşünen herkes durumun ne olduğu anlayacaktır.