Tülomsaş mı? 10 Santimetre Ne Kadar Önemliymiş Bir Kez Daha Düşünün..
Çok sık yazı yazacak zamanım olmuyor, olan bazı konuları da sosyal medya üzerinden kısa yazılar notlar şeklinde paylaşarak düşüncelerimi paylaşıyorum. Bazense düşüncelerimi kısa başlıklar içinde haber başlıklarına, spotlara sığdırıyorum.
Ancak zaman zaman bazı konular oluyor ki kısaca özetlenerek anlatmak yetmiyor.
Son gündemimiz şehir olarak Tülomsaş’ın için biçilen yeni kimlik. Özetle, aslında Yüksek Hızlı Tren üretmek için oluşan sinerji sonucunda 3 farklı ildeki kuruluşun, tek bir isim altında bir araya getirilmesi ile kurulan yeni oluşum. Bu oluşumun temel gayesi yerli ve milli Yüksek Hızlı Tren yani YHT projesi. Özetle durum böyle…
Fakat, yine olayları, konuları araştırmak ve nedir değildir diye sorgulamak yerine duygusal çıkarımlar üretenler, sosyal medya üzerinde bu konuyu TÜLOMSAŞ KAPATILIYOR, SATILIYOR, ÖZELLEŞTİRİLİYOR diye bir bardak suda fırtına koparmaya çalışıyorlar. Tabii kentimiz de pek çok konuda gıklarını çıkarmayanların bu konuda yazıyor olmaları da işin dikkat çeken noktası..
Uzun yıllardır kentimizle ilgili bir Kent belleğini silme, unutturma gibi gayretler olunduğunu defalarca yazdık. Bunun somut örneğimi kentin cadde ve sokaklarının adının değiştirilmiş olması.. Sonrasında yine kenti kentlilere yabancılaştırma maksatlı yine zaman zaman dikkat çektiğimiz diğer konular.
Elbette maksat büyük olasılıkla BUTİK KENT oluşturma gayretinin bir uzantısı. Malumunuz 20 sene önce kent olarak Türkiye ekonomisinde olduğumuz yer ve şuan bulunduğumuz nokta ortada. Bunu tekrar tekrar yazmaya gerek yok. Ticari olarak çeşitli konularda üst sıralarda olan kentimizin şuan için bu konularda hiçbirinde de artık söz sahibi olma hayali bile yok..
Oysa havacılıkta, raylı sistemlerde, mobilya da, bir çok konuda çok daha iyi noktalarda olabilecekken elindeki potansiyeli kullanamamış bir yapımız var. Düşünün 20 yıldır artık belediyecilik duayeni olmuş bir yerel idarenin yönettiği kentimiz de Nazım İmar Planımız yok, nüfusu 1 milyonu geçmemiş kentimizin alt yapısın sağlayan ESKİ, mevcut kent potansiyelini karşılayacak alt yapısının olmadığını hala çekinmeden resmi yazılarında yanıt olarak verebiliyor. Kent ilerliyor gibi görünse de elindeki potansiyelleri kullanamıyor. Tarihi özelliklerini, termal sularını, sivil havacılığını hak ettiği yerlere taşıyamıyor.
Türkiye de pek çok ilke imza atmış, DEVRİM arabalarını kısa sürede ayaklandıran Tülomsaş’ına bile sahip çıkamamış. Üstüne de anlayıp dinlemeden ve neler olup bittiğinden de bir haber yaygara koparıyoruz.
Evet, 10 santimli bir detayın farkında değiliz!. 10 santimlik bir farkla neler ıskaladığımızı bilmiyoruz aslında.
10 santimin aslında bir kentin, bir kurumun, bir ülke için aslında ne kadar önemli olduğunu da bilseydiniz.. Son gelişmelere sadece hayıflanırdınız..
Kaldı ki, kapatılan bir şey yok, taşınan özelleştirilen bir şey yok. Belki de bu gelişmeler sonrasında istihdam bile artacak.. Ancak ya 10 santim olsaydı neler olacaktı biliyor musunuz?
Evet 10 santimden bahsediyorum. Bir 10 santimin aslında yorumlanmasıyla neler kazanılıp, neler kaybedilebildiğini bildiğim için üzülüyorum.
Gelelim 10 santim meselesine..
10 santim diyorum ama araştırmaya üşendiğim için bu rakamı böyle sembolik olarak yazdım. Aslında yaklaşık bir karışlık bir mesafeden bahsediyorum. Yani RAY ARALIĞINDAN..
Malum kentimizde son dönemde yapılan olumlu, olumsuz özelliklerini dile getirmeyeceğim TRAMVAY projesi en önemli projelerden birisi..
Fakat bu projenin önemi öyle sadece kent içindeki neden olduğu değişiklikler değil. Olayın ciddi bir de iktisadi durumu söz konusu. Buradaki bahsettiğimiz 10 santimetre de işte burada ortaya çıkıyor.
Eskişehirde altta videolarını da paylaşacağım, tramvaya bakış açılarını ve neden bu noktaya geldi ve bu 10 santim bizlere neler kaybettirdi..
Diyeceksiniz ki tramvaylar küçük oldu, kapasite eksik, alt geçit üst geçit yok, çok fazla noktada trafikle kesişiyor, trafik aksıyor vs vs,,, Dedim ya bunlar değil derdimiz. Derdimiz kent sokakları dar, eskişehir kent içi ulaşımı için tramvay olmaz savını savunan bir anlayışın tramvay yapmak için kent içindeki ray aralığını daraltmasından bahsediyoruz. Bu aralık daralınca otomatik olarak kentin bir kurumu olan Tülomsaş da devreden çıkmış oldu..
Sonrasında kaçanlar gidenler.. Asıl mesele bu. Eskişehirde kullanılan tramvayın emsalinin Linz gibi nüfusu 200 bin altında yerlerde kullanılıyor olması bizde bir çok sıkıntıya neden olması gibi konular aslında işin çerez tarafı.
Malumunuz Eskişehirde tramvay işini ilk kez kentin İLK BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI Rahmetli Aydın Arat gündemine aldı. Ciddi anlamda bir yol almıştı bu konuda. Ancak vefat etmesiyle 3,5 yıl süren belediye başkanlığında bir çok eser gibi ardından bir de bu projeyi bıraktı.
Aydın Arat’ın genel sekreteri olan ve tüm çalışmalarında yanında bulunan kendisi de eski bir belediye başkanı olan Adnan Ercan bey ile bu konulanda görüşmelerimiz oldu. Birincil ağızdan tramvay projesinin neden onaylanmadığı, sonrasında ne gibi değişiklikler yapılması ile onaylandığı gibi konuları konuştuk. Onu da yine altta video olarak paylaştım.
Özeleyerek yazıyorum burasını..
Eskişehir tramvay projesi için kolları sıvıyor ve OTDÜ’ye bir proje çizdiriliyor. Proje 3 farlı güzergah olarak hazırlanıyor. Bu projeler içinden Eskişehir’e en uygun olan proje seçiliyor. Güzergah Hasan Polatkan Bulvarı (Şimdiki Atatürk Bulvarı) üzerinden geliyor. Odunpazarında yerin altına girip Alanönünde tekrar yer üstüne çıkıyor. Burada bulunan kanalın üstü kapatılarak hat organiza sanayiye doğru gidip tekrar oradan Dönüyor.. Özetle güzargah bu..
Bu proje ile yapılan başvuru ise Ankara’da kabul görmüyor. Ki iktidar partisinin belediye başkanı olmasına karşın verilen yanıt şu “Nüfusunuz 1 milyonun altında. Bu durumda bu proje yaradan çok zarar getirir”
Mevcut haliyle onay almayan projede revize yapılıyor. Çalışanlar caddesi üzerinden Tülomsaş’a bir hat çiziliyor. Tramvay bakım merkezi burada yapılması planlanıyor bunun için mevcut bütçeye ek maliyet çıkarılıyor. Amaç Tülomsaş’ı bu işin içine almak ve uzun vadede Türkiye’nin şehir içi raylı sistemlerinde Tülomsaş’ı merkez yapmak. Böylece tüm iller tramvay için Tülomsaş’a gelecek, yurt dışından alım kimse yapmayacak. Türkiye’nin parası Türkiye’de kalacak ve Eskişehir bu konuda merkez olacak. Büyükşehir belediyesi de bu konuda payını alacak.
Proje bu haliyle tekrar Ankara’ya gönderiliyor. Diğer nüfus sorunu gibi olumsuzluklar artık önemi kaybediyor. Çünkü ortada bir vizyon projesi var. Hem Tülomsaş için, hem Eskişehir için, Hem de TÜRKİYE için..
Fakat bu sırada Rahmetli Aydın Arat rahatsızlanmış hastanede tedavi görüyor. Adnan Ercan’a bu çok önemli bir proje hastaneden çıkınca güzel bir duyuru yapıp kamuoyuyla paylaşalım diyor.. Ancak hastanede vefat etmesiyle proje rafta kalıyor.
Sonrasında kalan 1,5 yıllık öden için büyükşehir belediye başkanı olan dönemin Tepebaşı Belediye başkanı Orhan Soydaş’da konunun üstüne gitmeyince proje hayata geçmiyor.
1999’da DSP’li Yılmaz Büyükerşen belediye başkanı olduktan sonra Adnan Ercan hayırlı olsun ziyaretinde bulunarak kendisine dönemlerinde yapılan, yapılmaya devam eden projeler gibi konularda bilgiler paylaşıyor. Kendisine teşekkür ediliyor ve zaman zaman görüşmek fikir alışverişinde bulunulmak için bilgileri alınıyor ancak tabii tekrar bir görüşme hiçbir zaman gerçekleşmiyor.
Sonrasında malum mevcut proje hayata geçirilirken kamuoyuna yansıyan tarafı ile Ray aralığı bahanesiyle Tülomsaş Eskişehirdeki projenin içinde yer almıyor. 10 santimlik fark ile Tülomsaş yeni bir vizyonu, Eskişehir ise Tülomsaş’ı kazanmayı. Türkiye ise yeni bir şehir içi raylı sistemler merkezini kaybediyor..
10 santim işin magazin tarafı da aslında. Birisi 10 santim dar demez yapardı, diğeri bu farkın aslında ilerde de soruna neden olacağını anlayabilirdi.. Ancak özetle olan 10 santim ile milli bir iktisadi hamleye olmuş görünüyor..
Rahmetli Arat’tan sonra yerine geçen Orhan Bey neden bu projeye sahip çıkmadı. Tramvay için Eskişehir’e uymaz diyen Büyükerşen sonrasında neden projeyi yaptı. Aydın Arat’ın son hali ile ciddi bir vizyon projesine dönüşen durum neden görmezden gelindi.. Bunları da sizlerin yorumuna bırakıyorum.