Mayamız mı ekşidi?
Kıymetli dostlar maya iyiyse ondan çıkan üründe güzel oluyor elbette. Güzellikler yayıyor. Göze, kulağa, burna hitap ediyor öyle değil mi?
Milletimizi diğer milletlerden farklı ve meziyetli kılan hasletlerimiz vardı bizim.
Saygı, muhabbet, ahlak, maneviyat, empati, diğergamlık ve ahde vefa gibi…
Gelgelelim bu güzel hasletler, içinde yaşadığımız şu dönemde toplumumuzdan gittikçe uzaklaşır oldu. Bunların tam tersi olarak beynimizde, kalbimizde ve tüm hücrelerimizde ger geçen gün hızını arttırarak başka şeyler yer etmeye başladı.
Şiddet, küfür, edepsizlik, adam kayırmacılık, hile, aldatma, bencillik, vefasızlık, savurganlık, yalancılık, hırsızlık ve emanete ihanet gibi…
Kaybettiğimiz güzelliklerin yerine daha çok kötü ve çirkin şeyler doldurduk. Birçoklarımız söze gelince bu durumlardan ve gidişattan rahatsız olduğunu her fırsatta dillendirir.
Ancak, haydi bir şeyler yapalım!.. “Böyle gelmiş böyle gider” diyenler gibi olmayalım!.. diyerek sesini yükselten, mücadele etmek için çabalayanlara destekte olmazlar.
Sindirilmiş, içi yani özü boşaltılmış kalabalıklar haline getirilmişiz. Şikayetçiyiz ama harekete geçmiyoruz.
Sosyal medyadan, TV’den, internetten, eğitim sisteminden, yalan ve yandaş habercilikten, israftan, talandan, rüşvetten, sömürü ve gelir adaletsizliğinden, ondan bundan… Hepsinden rahatsızız. Ama işin hazin tarafı şu; bu bozuk sistem bizim menfaatimize çalışıyorsa sorun yok! Ama biz değil de diğerleri deyip ötekileştirdiklerimizin ekmeğine yağ sürüyor ise o vakit avazımız çıktığı kadar bağırıyor, yırtınıyoruz. Herkes kendi penceresinden bakıyor. Empati yok!.. Herkes kendi kesesini doldurmanın derdinde. Paylaşım yok!..
Şanlı bir tarih yazmış olan ecdadımızdan hatıralarımızda yer eden güzel hasletler birer mazi oldu. Bilirsiniz ya hani; “Beyim ben bugünlük siftahımı yaptım, rızkımı kazandım ama bak şu karşı dükkândaki esnaf kardeşim daha siftah etmedi. Git birazda ondan alışveriş yap!..” diyen koca yürekli dedelerimiz vardı bizim.
Şimdilerde laf cambazlıklarıyla mangalda kül bırakmayanlarımız da epey çok. TV’lerde bir şiddet, haksızlık, hırsızlık haberi görse hemen parlayıverir. “Vay hainler, vay adiler!.. Ah ben neler yapardım yetkim olsa!..” gibi…
Mesela bir şehit haberi olsa neler neler söylenir. "Vay aslanım, yiğidim. Bu yiğit Mehmetçikler sayesinde bizler rahat uyuyoruz. Var olsunlar!.." Hakeza gazilerimiz içinde çok güzel temenni ve dualarda bulunur birçoklarımız.
Evet gerçektende vatani görevini yiğitçe yapan nice zorlu görevlere giden, hainlere karşı göğsünü siper eden nice vatan evladımız var. Terörle mücadele ederken üstün cesaret ve başarı göstermiş olan ancak şimdi sahip çıkamadığımız koç yiğitlerimiz var mesela. Nerede kaldı açığa vurulan o duygular. Hani bu millet ve devlet için canını ortaya koyan yiğitler için keşke bir şeyler yapabilsek diyenler.
Hani şehit ve gazi haberleri çıktığında “Yüreğim cız ediyor” diye konuşanlar. Neredesiniz?
Milletimizin huzuru, devletimizin bekası uğruna dağ, taş, sıcak, soğuk demeden insanüstü bir gayretle görev yapmış, komutanları tarafından Üstün Başarı Belgesi ile onurlandırılmış ama şimdi insan onuruna yakışmayacak şekilde çaresizliğe, işsizliğe ve yok oluşa mahkûm ettiklerimiz var. Hani o “keşke bir şeyler yapabilseydik” diyerek üst perdeden konuşanlar varya işte samimi iseler bu insanlarımıza ulaşsınlar. Merak etmeyin onlar sizden balık istemez, balık tutmayı göstermenizi yani alın teriyle çalışabilecekleri iş isterler sadece. Kendi öz yurdunda en az bir Suriyeli kadar kıymet görmek onlarında hakkı olsa gerek!..
Siz ne dersiniz?