Neyi Paylaşamıyorsunuz ki?
Son günlerde belediyelerin arasındaki sürtüşmelerle ilgili haberler sık sık gazete sütunlarını doldurmakta. Sürekli olarak başkanlar birbirlerine yönelik açıklamalar yaparak karşılıklı olarak birbirlerini suçlamakta ve kıyasıya bir seçim rekabetine girişmiş bulunmaktalar.
Bizlerde bu gelişmeleri ve neredeyse hakarete varacak noktalara kadar gelen açıklamaları hayretler içinde okumakta ve bu karşılıklı gerginliğin temelindeki nedenleri anlamaya çalışmaktayız.
Belediye gibi hizmet için var olan ve taşraya devlet hizmetlerini daha hızlı ve en doğru şekilde iletmek amacıyla kurulmuş olan kurumların başlarındaki yöneticilerin bu çekişmelerini anlamsız bulmaktayız.
Zira herkesin yaptığı hizmetler ortadadır. Yapılan hizmetleri showa dönüştürme çabalarının yersiz olduğu kanaatindeyiz. Zira şehrin içinde yer alan insanlar yapılan hizmetleri ve samimiyetleri net olarak görebilmekte. Kalıcı ve hizmete yönelik çalışmaların kimler tarafından yapıldığını net olarak anlayabilmektedir.
Önümüzdeki dönem yerel seçimlerinin yaklaştığı günümüzde bu yaklaşımların seçimlere yönelik kaygılar ile yapıldığı kaçınılmaz bir gerçektir. Zira seçimde kendine ve yaptığı hizmetlerin samimiyetine güvenemeyenler sürekli başkalarını hedef göstermekte ben şunu yapıyorum yerine, şu şunu kötü yapıyor demeye getirmektedir.
Buda ne yazık ki kütle siyasetinin en güzel göstergesidir. Çünkü kalıcı, geleceğe yönelik hizmetler yerine günü kurtarma ve göz boyama üzerine yapılan uygulamalar sonuçta bir gün gelip tıkanacaktır. Sonuç olarak haksızların her zaman seslerini yükselterek, kaba kuvvet ve hır gür ile kendilerini haklı gösterme çabalarının hakim olduğu bir toplum düzeninde elbette ki bugünkü karşılıklı gerilimlerin nedenini anlayabiliyoruz.
Lütfen sayın başkanlar, sizleri ve yaptıklarınızı biz net olarak görebiliyoruz. Yapılması gerekenleri, yapılanların nasıl yapılmış olması gerektiğini de net olarak bilebiliyoruz. Biz sizlerin aksine bu kentin içinde yaşıyor ve kentin içinde nefes alıyoruz. Bizlerin özel otomobilleri, özel şoförleri ya da şehrin nadide mahallelerinde evlerimiz yok.
Netice olarak kendinizi ve saygınlığınızı yıpratan bu tarz karşılıklı polemiklerle kamuoyunu işgal etmek yerine yaptığınız hizmetlerle kamuoyunda yer alsanız ve bizlerde gerçekten bizler için, şehre hizmet için o görevlerde olduğunuzu ve bu görevlere devam etme gayenizin bu olduğunu algılayalım. Yoksa şuan ki tablonda anladığımız tek şey sizlerin koltuk sevdanız, bulunduğunuz mevkinin sizlere ve efradınıza getirdikleri yararlar. Onun dışında buradan baktığımız da bu tartışmalardan gördüğümüz bir şey yok ne yazık ki!
Bırakın sizleri kendiniz değil bizler övelim. Bizler sizlere yapmış olduğunuz hizmetler sonucunda zaten oylarımızla beğenip beğenmediğimizi net olarak göstereceğiz. Halkın gözünü boyamaya çalışmanın, hedef şaşırtmanın alemi yok.
Hepiniz belli bir kariyere ve kültüre sahipsiniz. Bizlerde sizlerin bu kimliklerinize son derece saygı duyuyoruz. Yanlış bilmiyorsam hepinizin bir hocalık geçmişi var. Yani sizlere saygı duymayıp da kime duyabiliriz ki!
Ancak bizlerdeki bu saygınlığınızı sarsıcı, gözlerimizde ki imagelarınızı karalayıcı ve sizlere yakıştıramadığımız üsluplarla karşımızda böyle tartışmanız bizleri son derece şaşırtmakta ve üzmektedir, endişelendirmektedir.
Biraz daha sıkarsanız dişinizi zaten seçimde hep birlikte kozlarınızı halkın önünde paylaşmış olacaksınız! Halk da gördüklerine göre değerlendirecek ve kentin içinde yaşayan herkes sizlerin varlığı ile neler hissettiğini sandıkta zaten dile getirecekler.
Eskişehirlilere de böylesi yöneticiler yakışır. Biliyoruz dilin kemiği yoktur! Ancak insanın sabrı ve kendini gösteren aynası işleri vardır. Bırakın biz yaptığınız işlere göre sizleri değerlendirelim.