HEPİMİZ ENGELLİYİZ, YA SİZ?
HEPİMİZ ENGELLİYİZ, YA SİZ?
Engelliler Haftası 10-16 Mayıs tarihleri arasında Birleşmiş Milletler üyesi 156 ülkede kutlanıyor...
Bu haftada, görme, işitme engellileri ve konuşma kusurluları, ortopedik engelliler, zeka ve ruhsal engelliler, güçsüz yaşlılar ve korunmaya muhtaç çocuklar ile ilgili değerlendirmeler yapılır…
ŞİMDİ HEMHAL OLMA ZAMANI...
Yolda yürüyorsunuz, karşınıza görme engelli biri çıktı… Ne yaparsınız?
İki seçeneğiniz var…
-Ya umursamazsınız
-Yada yardım için koşarsınız…
İşte bu nokta vicdanınızla baş başa kaldığınız noktadır…
Yardım ettiğinizde kazancınızı bir düşünün…
1 saniyesine bile hakim olamadığımız zalim dünyada, Allah muhafaza belki bir gün birilerinin karşıya geçirmesini bekleyen biz olabiliriz… Öyle değil mi?
Çok uzak değil bu durum bizlere /hepimize…
Engelliler ile hemhal olmak onları bir an olsun anlamak lazım…
YETERLİ DEĞİL...
Devlet politikalarının halkı bilinçlendirmesi güzel… Ama yeterli değil… Okullarda müfredatta daha fazla yer almalı mesela... Bilinçlendirilmeli yeni nesil... Engelli kadrosu artırılmalı... Engelli vatandaşların yaşamını kolaylaştırıcı projeler üretilmeli... Seçim öncesi yapılan reklam bütçelerinin 10'da biri bile Engelliler ile ilgili bilinçlendirilmeye ayrılsın görün bakalım neler oluyor...
GÖNÜLLÜLÜK VE SAMİMİYET...
Bir iş gönüllü yapılırsa daha değerli oluyor /burası net... Hele ki bu duyarlılık sadece Engelliler haftasında değil yıl boyu sürüyorsa, canı gönülden kutlamak ve desteklemek gerekiyor… Bu bağlamda “Engelli dostu” olmak samimiyetin ve gönüllülüğün bir göstergesi olsa gerek...
ATİLA ZEYBEK'İN DEĞİL BİZİM ENGELLERİ AŞMAMIZ LAZIM...
Hangi seviyede olduğumuza dair bir örnek vereyim isterim… Çocukluğumuzdan beri tanıdığımız, saygı duyduğumuz Atila Zeybek ağabey… Malıç'ta ikamet eder… 30 küsür yılını bir nevi ömrünü belediyeye /kamu hizmetine adamış sonrasında emekli olmuş bir yürek… Çalışma hayatı boyunca çok aktif olan çalışmalarını yakinen bildiğim, takdir ettiğim bir büyüğüm... Geçirdiği bir rahatsızlık yüzünden son yıllarda yürümekte, hatta ayakta durmakta bile güçlük çekiyor... Yıllardır tekerlekli sandalye yakın dostu olmuş... Atila Zeybek'in yaşamı ile ilgili kısa süre sonra detaylı yazı kalame alacağız... Şimdi kısa 1 gününü ele alalım istedik... Evinde yuvasında binbir güçlük sonrası dostu /tekerlekli sandalyesi ili çarşıya, pazara çıkıyor... Çile oradan başlıyor. Başta yollar müsait değil. Diyelimki zoru başardı... Yemek yemek istese ya merdiven inecek ya çıkacak. Oda olmadı... Resmi dairede bir işi var mümkünü yok halledemez çünkü adliye haricinde diğerleri üst katlarda... Yıllarını verdiği belediyeye çıkmak su parasını yatırmak /eşi dostu görmek istese mümkünü yok olmaz. Belediye 2. katta. Oda olmadı... Canı bir bardak ÇAY içmek dostlarla muhabbet etmek istese yine aynı sorun... Tekerlekli sandalyenin ulaştığı bir yere yanaşıp ÇAY ve dostu beklemek zorunda kalıyor... İnanın bunlar buzdağının görünen kısmı... Engelliler için sorunları aysberk olmuş farkında değiliz... Bir an için kendinizi Atila ağabeyin yerine koyarmısınız!... Zor değilmi? İşte bu zorlukları çeken yüzbinlerce milyonlarca vatandaşımız var...
Belediyeler ne için vardır peki? Toplumsal sorunlara çözüm bulmak değilmidir asli görevi? 1 kişi dahi olsa hatta olmasa bile engelli vatandaşına bu hizmeti vermek zorunda öyle değilmi? Kimse yarın ne olacağını bilemez...
SAFIMIZ BELLİ OLSUN…
Türk Milleti olarak bizler, çağ açıp çağ kapatan, medeniyeti Avrupa’ya öğretmiş bir milletin torunlarıyız… Pamuk ellerimiz vicdanlarımızda, yüzlerimiz ise dünyaya dönük olmalı, inancımız ve kültürümüzle biz bu engelleri aşarız…
Öyle güzel mesajlar veriyoruz ki bazen verdiğimiz mesajlara inanmamız uygulamamız kafi olacak /ha gayret…
Engelsiz toplum, engelleri el ele vererek aşan bir toplumdur…
Reklamlara gelince mangalda kül bırakmayan zihniyeti duyarlılığa, samimiyete ve hizmete davet ediyorum...
Böyle bir toplum olmak için ateşe bir damla suda biz taşıyalım istermisiniz?
Hz İbrahim’in kıssasındaki karınca misali, safımızı belli olsun yeter. İşin asıl hepimiz kapsama alanı içinde ama engelliyiz. Aşmamız lazım. Ves’selam…