Yurtta Sulh Koseyi’ni Hatırlarınız mı?”
“Yurtta Sulh, Cihanda Sulh" ilkesi bir taraftan yurt içinde huzur ve sükûnu, güven içinde yaşamayı, diğer taraftan da uluslararası barış ve güvenliği hedef tutar.
İlke, hem iç politikanın, hem de dış politikanın temel dayanağıdır.
Atatürk’e atfedilen bu ilke kabaca böyle açıklanır!
Atatürk’ten sonra Kemalist İdeologlar bu hedefi tamamiyle uyuşukluğa, pısırıklığa, hatta köleliğe kadar indirgemişlerdir!
Senin ülkene saldırılsa da, sınırlarına tecavüz edilse de, hatta Irak’ta yaşananlar gibi;
Vatandaşlarınının can ve mal güvenliği, ırzı-namusu tehlike altına girse bile..
“Yurtta Sulh, Cihanda Sulh" ilkesi gereği sesini çıkarmayacak, barışçıl yollardan çözüm arayacaksın!
Dedik ki;
Neden bu pankart açılmak istendi maçın başlamasına çok az bir zaman kala?
Mesele Atatürk değildir!
Mesele Atatürk İlkeleri de değildir!
Biraz gerileri gidelim;
2016 yılındaki 15 Temmuz Darbe Girişimi’ne..
“Yurtta Sulh Konseyi” adındaki, Darbeyi gerçekleştirecek olan Cunta’yı hatırlayalım..
Hep söyledik, hatta ısrarla dile getirdik;
“Kamu Kuruluşları ve Sivil Toplum Kuruluşlarında gizlenmiş kripto Fetö Hücreleri her an uyandırılmayı bekliyor!” diye..
Hatta yakın çevremizden örnekler vererek yetkili mercileri uyarmaya çalıştık!
Başarılı olamadık açıkçası.
Devletin ilgili kurumları sanki Fetö hiç yokmuş,
Devletin kılcal damarlarına kadar hiç sızmamışlar,
Darbe girişiminde hiç bulunmamışlar gibi..
Devletin güvenliğini tamamiyle göz ardı edem bir rahatlık içinde oldu hep!
İddia ediyoruz;
Türkiye’de yeni bir Fetö Darbesi’ne giden yolların taşları döşenmiş,
Riyad’da oynanacak Fenerbahçe-Galatasaray Maçı provakatif amaçlı kullanılarak uyuyan hücrelere işaret fişeği çakılmıştır!
Fetö kaçkını gazeteci Emre Uslu ne diyor Twitter hesabında;
“GS-FB maçı Gezi’den buya bu rejime karşı girişilen en büyük sivil direniştir. Bu direniş sadece Suudilere karşı bir direniş değil onların destekçisi rejime karşı da en büyük direniştir. Arkası gelir umarım..”
“Gezi” öyle bir kavram ki hem muhalifler hem iktidar korkar olmuş. Muhalifler “gezi” bahanesiyle hükümetin üstlerine geleceğinden, iktidar ise gezi tipi gelişecek bir eylemden korkuyor. Her iki tarafı da tetikte tutan bu kavram bir nükleer dehşet dengesi rolü görüyor taraflar arasında.”
Anlaşılan o ki;
Fetö bu işin tam göbeğinde!
Tehlike geliyorum diyor!
Devletimiz mutlaka tedbirlerini almıştır almasına da..
Bu tehlikeli Provokasyonda/Operasyonda dahli olanlardan hesap sorulmayacak mı?
Devlet öteki yüzünü göstermeye neden cesaret edemiyor?
Hâlâ Atatürk Hassasiyeti penceresinden bakanları..
Kusurumuza bakılsın/bakılmasın “Gaflet İçinde” olmakla vasıflandıracağız!
Son söz olarak bişey daha söyleyelim..
Şöyle yaslanın koltuğunuza..
Uzatın ayaklarınızı şöyle bir..
Varsa yanıbaşınızda bir bardak çay, ya da bir fincan kahve..
Hüpletin bir yudum daha..
Ve kulak verin son sözümüze;
Tehlikeli bir provokasyona imza atan Dışardan Destekli “Fetö&Kemalist İttifak..”
Bu girişimlerini de ağızlarına burunlarına bulaştırmış, bir kez daha çuvallamıştır!
Ama, size “Rahat olun..” diyemeyeceğiz yine de..
Uyanık olalım, aldanmayalım!
Bu arada; Bizim çayımız soğumuş..
Siz soğutmayın