ANADOLUNUN GÖZ BEBEĞİ ERZURUM - Eskişehir Balyoz Haber

ANADOLUNUN GÖZ BEBEĞİ ERZURUM

ANADOLUNUN GÖZ BEBEĞİ ERZURUM
Yayınlama: 21 Temmuz 2020 Salı - 4.504
A+
A-

 

 

Siz hiç beyaz aşklar şehri ve Anadolu’nun göz bebeği dadaşlar diyarı Erzurum’u gördünüz mü?

Eğer görmediniz ise tavsiye ederim!

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla Kültür Sanat Muhabirleri Derneği tarafından organize edilen Medya, Kültür Sanat ve Turizm Buluşmaları’nı Erzurum’da gerçekleştirdik.

Bizde Elazığ Haber Kent yazarı olarak bu davete iştirak ettik.

Medya, Kültür Sanat ve Turizm Buluşmaları etkinliği çerçevesinde Anadolu’dan Erzurum’a gelen gazeteciler, Erzurum’un tarîhî mekânlarından Aziziye tabyası, Mecidiye Tabyası, Abdurrahman Gazi Türbesi, Çifte minareli medrese, Yakutiye medresesi, Üç kümbetler, Erzurum Kalesi, Atatürk evi, kongre binası, taş han, Ilıca kaplıcası ve Palandöken kayak merkezini gezme fırsatımız oldu.

Âcizâne şahsım ülkemin her bir karış toprağına âşık olan gezmeyi tarihini kültürünü tanımayı arzu eden ve bizden sonraki kuşaklara aktarmayı seven ülke sevdalısı bir insanım…

Çok eskiden Erzurum deyince dağların sırtına yerleşmiş bir şehir hayal ederdim…

Gittiğimde gördüm ki meğerse çok güzel bir ovası muhteşem zirveleri olan tarım ve hayvancılığın ön planda olduğu Anadolu’muzun çok güzel bir şehriymiş…

Erzurum; Palandöken dağları, ılıcaları ve daha nice güzellikleri olan bir şehirdir…

Ayrıca hep kitaplardan okurdum mor koyunları, fazlasıyla şahit oldum o güzel mor koyunlara…

Erzurum’un manevi babası olan Abdurrahman Gazi Hz. Ömer’in hilâfetinin (634-644) ilk yıllarında veya Hz. Osman tarafından 641’de Anadolu üzerine gönderilen İyâz b. Ganem kumandasındaki ordu içinde yer alan bir kişi olduğu rivayetlerde geçiyor…

Bizans’ın elindeki Erzurum’un bu İslâm ordusunca fethedildiği, fetihten sonra buraya yerleşip burada kalmış mübarek bir zâttır. Sonrasın da Erzurum halkının hürmetine saygısına mazhar olmuş… Bizde ziyaretinde bulunarak fâtiha’mızı okuduk.

Tarihe tanıklık yapmış meşhur 93 harbinde bilfiil kullanılan Mecidiye ve Aziziye tabyalarını görüp oradaki manevi havayı teneffüs etmek bir başkaydı…

Aziziye Tabyası; Erzurum-Kars karayolunun geçtiği Hamam deresini kontrol altında tutmak için 1867-1872 yılları arasında Sultan Abdülaziz tarafından Kars kapı’nın kuzeyinde bulunan Topdağı’nın güney ucunda, 2068 metre yükseklikte yapılan ve kontrol etmek amaçlı tabya sonrasında savaşta büyük işlerine yaradığı bilinmekte…

Mecidiye Tabyası; Topdağı’nın kuzey ucunda 2042 metre yükseklikte konumlandırılan tabya doğudaki Yanık dere ve kuzeydeki Gürcü boğazından gelebilecek saldırılara karşı durmak amacıyla Sultan Abdülmecit tarafından yaptırılmış...

Nene hatun anamızın kabrinde bir fâtiha okumak, tüylerinizi diken diken eden o tarihe tanıklık etmiş taşlara dokunmak, kendi kendinize bizim geçmişimiz buralardan geliyor demek ayrı bir duygu veriyor insana… Bu vatanın sıradan çok basitçe kurulmadığına daha iyi idrak ediyorsunuz…

1877-1878 Osmanlı- Rus harbi yani 93 harbi olarak bilinen harpte Nene Hatun ve Tüm Erzurum halkı; çoluk çocuk, büyük – yaşlı, kadın demeden savaşarak o bölgeden düşman askerlerini püskürtmeyi başarmışlar…

Bir insan anasız babasız yaşar, büyür lâkin vatansız ne yaşanır ne de büyüyebilir…

Aslında Erzurum deyince kentin hep doğa ve kış sporları merkezi olduğunu düşünüyoruz ancak bunun yanında Erzurum, tarih ve kültür şehri, Evliya, âlim ve sanatkârlar merkezi olduğunu unutmamak lazım.

Erzurum, dört önemli yolun kesiştiği Anadolu’nun nadide bir şehridir. Bunlar, Kürk yolu, Şam Ticaret yolu, Kral Yolu ve İpek Baharat Yoludur.

Anadolu Selçuklu Döneminde bir yılda Erzurum’dan geçen kervan sayısı 50 binden ziyadeymiş.

Erzurum aynı zamanda bir eğitim şehri olduğunu gördük eski dönem de 23 medrese var olduğu çok sayıda âlim mütefekkir, şâir, âşıklar ve hattatlar yetişmiş…

Kitabını okuduğum (Mârifetnâme) Erzurumlu İbrahim hakkı Hz, Alvarlı Hâce Muhammed Lütfî Efendi, Ömer Nasuhi Bilmen, yakînen takip ettiğim Prof. Dr. Şâir Nurullah Genç ve şahsen tanıdığım kıymetli Hattat Doç. Dr. Yusuf Bilen ve daha ismini sayamadığım niceleri… Bunlar o coğrafyanın ve bu ülkenin yetiştirdiği kıymetli insanlardır…

Üç kümbetlerin en büyüğünün Saltuklu Emîri İzzeddin Saltuk’a ait olduğu ve 12'inci yüzyılın sonlarında yapıldığı rivayetlerde geçiyor.

Diğer kümbetlerin kime ait oldukları bilinmezken 14'üncü yüzyılda inşa edildikleri tahmin edilmekte…

Erzurum’un en büyük sıkıntılarından birisi havadan ulaşım, kara yolunda sıkıntı yok…

Lâkin hava yolunda ciddi manada sıkıntı var her bölgeden direk uçuş yok aktarmalı uçuşlar var…

Akıllara şu geliyor kış turizminde olimpiyatlara ev sahipliği yapmış bir şehir olarak, hava yolundaki kısır siyasi çekişmelerle hava ulaşımının hebâ edilmesi doğru değildir… Kimseye fayda getirmez ülkeye ve o bölgeye zararı olur…

Ülkemizin her tarafı cennet misali güzeldir. Vatanını sev, ülkeni sev ve mutlu ol. Çünkü geleceğe güzel, refah yarınlar bırakmak bizim elimizde… Sağlıcakla kalın…





Bir Yorum Yazın
Bu habere yorumlar

Diğer Yazıları

Copyright © 2024